gibi (dizi)

• yılmaz neden bu kadar sinirli? bence biraz can sıkıyor.
• s5e9 benim için tüm bölümler arasında en kötü 3'e girer. en kötü diyeceğim 4'üncü bölüm de yok şu ana kadar.
  
  fakat hafif bir dudak buruşturma oluşturdu gibi bu sezon genel olarak. yılmaz'ın cringe hareketlerden biraz daha uzak durması lazım. ersoy'un öfke patlamaları çok hafif zorlamaya gitmiş. önceki sezonlarda yardımcı karakterler seyirciye daha çok geçiyordu hissiyatı da var sanki. ha bir de manita olayı yetti be abi.
  
  lütfen asla bitme ama bölümlerden de bok akmasın. tşk.
• son iki sezondaki evlerin / evin zira değişti mi onu bile anlamadım, iğrenç ötesi olmasından mıdır nedir gerçekten karanlık bir havaya bürünmüş, eskisi gibi asla güldürmeyen, sürekli bir tansiyonun yükseldiği dizi. 5. sezonun her bölümünü yarıda bırakıp bitirebiliyorum, o yüzden yarılamadım bile sezonu.
  
  bilemiyorum, seveni sever ama nerede o ilk iki, haydi tamam üç de olsun, sezon?
• 9. bölümde bence çok iyidir.
  
  bağımlılık üzerine fedakarlık yapanları ( yılmaz ve zorla destek oldurulan ersoy)
  ve bu fedakarlığı bencilce kullananları ( ilkkan yedinci) anlatan bir bölümdü.
  
  beğenmeyenler gitsin her daim makyajlı kadınlar ve kirli sakallı erkeklerin,şirket/ev arası mekik dokuyup,2 saat boyunca saçma sapan diyaloglarla süslenmiş aptal dizilerini izlesin.
  
  ben gayet memnunum bu diziden.
  
  umarım final yapıp bizleri bu matraklıktan mahrum bırakmazlar.
• 5x8 gerçekten sezonu düştüğü yerden kaldıran bölüm oldu. zaten en güzel bölümler 3 kafadarın kendisi dışındaki değişik karakterlerle olan mücadelesini konu alan bölümler.
  
  geçmiş sezonlarda ersoy’un dayısı vs olgaç bölümünü hatırlayanlar tam anlatmak istediğimi anlayacaktır.
• milletin “karakter buna dönüştü” falan diye izlediği dizi.
  
  arkadaşlar dizi tam anlamıyla bir sitcom. durum komedisi yani. komik durumlar oluyor. illa karakterlerin mantıklı dönüşümler, gelişimler geçirmesine gerek yok.
  
  bu arada her bölümde de aşırı komik olma çabası da yok. ben de her bölümü sevmeyebiliyorum. ama bu dizinin kötü olduğu / bozduğu anlamına da gelmiyor.
  
  eğleniyor musunuz? gerisi boş.
• 90x180cm 15cm kalınlıklı sünger, çık aklımdan.
  
  o değil de bi iş arkadaşım ilkkan’a acayip benziyor. sakalsız hali yemin ederim. sırf ilkkan’ın mcılığından adama kötü davranasım geliyor içten içe. zor tutuyorum kendimi.
• 5.sezon 9. bölüm (irade) en çok güldüğüm bölümlerden biri oldu, bu sezon harika gidiyor.
• yılmaz neden sürekli bağırıyor ve sürekli ersoy'u ezikliyor, bu şekilde komik olması mı lazım anlamadığım dizi. ersoy sigaramı getir, ersoy bana çay getir, ersoy seni buraya kelepçeliyorum bana destek olacaksın. hayır önceki bölümlerden arada kaçan bir espri mi var biz mi kaçırdık yoksa böyle varoş komikliği mi bu. ersoy karakterini oynayan adam 40 yaşında, insan üzülüyor aq.
• ben son zamanlarda karakterlerde önemli değişim görüyorum. bu değişim de özellikle gerçeklikle olan bağlantılarının artmış olmasıyla ilgili. kast ettiğim artık absürt olaylar olmuyor anlamında bir şey değil. yılmaz, ersoy ve ilkkan daha gerçekçi veya daha dünyalı reaksiyonlar veriyorlar artık. bu önceleri biraz daha değişikti. mesela salonun badanasının 20 liraya yapılabilmesi ve ilkkan’ın bunu doğal karşılaması olayı… mesela yılmaz’ın çay bardağı düştü diye kalp krizi geçiren adamın sülalesiyle ciddi manada kan parası konuşmaları… ya da ilk bölümde polisin kokariççileri basıp tutuklarken, insanlara dükkan aç diye baskı yapmaları suçundan karakola götüreceklerini söylemesi…
  
  dizide bilinmeyen pek çok şey de vardı ama artık bunlar da bir gerçeklik zeminine oturdu. yaşadıkları evi nereden buldular, ne iş yaparak geçiniyorlar vs. hep bilinmezler arasındaydı ama sonra olaylar arasındaki bağlar da çözüldü ya da gevşedi. bu biraz da, kahramanlarımızın sevgililerinin de olduğunun görünmesi ile ayyuka çıktı. irade bölümünde mesela, online mülakatta uygunsuz yakalanmak durumu tamamen klişe bir sahne. dahası çok mantıklı bir sonuç, ik’cıların rezil durumu görüp oflayıp puflaması.
  
  bence kaybedilen ivme burada oldu. yüzeye çıkmaya başladılar, halbuki sokakta uçup giden bir çikolata ambalajının arkasından koşup bunun nereden gelmiş olabileceğini, ve ortalama insanlardan bir hikaye çıkarabilecekleri özgür ruhlu gibi’yi özlüyorum.