559 entry daha
  • başarılı anlatımı olan, hikayesi de gerçek hayatta yaşandığı iddia edildiği için bu açından bakıldığında oldukça başarılı mini dizi.

    olayı yaşayan, senaryolaştıran, çeken ve oynayan eleman aynı eleman. gerçek olaylardan uyarlandığı iddiası eğer doğruysa, kendi yaşadıklarını kendi açısından oldukça başarılı biçimde, hem de sansürsüz olarak anlatmış ve çok da iyi oynamış. özellikle "komedi finalleri" sahnesinde yaşadıklarını anlatırken çok çok iyi oyunculuk sergilemiş.

    ayrıca hikaye uydurmaysa, kurguysa bu durum aslında diziyi daha da başarılı kılan bir durum olur. böylesi gerçekçi duyguların yaşandığı bir kurgu yaratmak oldukça yetenek isteyen bir olay. tebrik etmek gerek.

    yalnız dizide beni rahatsız eden tek bir şey vardı. bu eleman, neden o kadının o hale geldiğini hiç anlamaya çalışmadı?

    43 yaşında, 150 kilo, saplantılı bir kadın... bu kadın da bir süre önce çocuktu, küçük bir kız çocuğuydu. sonra ne oldu da bu hale geldi? anlatıya göre, avukatlık bürosunda çalışırken daha öncesinde yaşamış aynı şeyleri. neden? başına ne gelmiş? psikolojisi neden bozulmuş, neden böyle çaresizce saplantılı hale gelmiş?

    adam kendisinin uğradığı tecavüzü bile anlatırken, hatta kadının sapıkça saplantısının onun egosuna iyi geldiğini bile itiraf ederken, hatta ve hatta hikayeyi bitirirken, o saplantıyı özlediğini bile gösterirken, bu adam o kadının neden o hale geldiğini niye hiç merak etmemiş. konuştukları, görüştükleri günlerde neden diye sormamış, anlamaya çalışmamış?

    izlerken o kadının bir süre önce küçük bir kız çocuğu olduğunu düşününce, insan o hale nasıl geldiğini sorguluyor ve üzülüyor da... ama dizide bu hiç sorgulanmamış.

    adam kendisinin hikayesini en ince ayrıntısına kadar anlatmış da, kadını anlatmaması hikayecilik açısından çok insani bir sorun. o kadına neden yardımcı olabilecek bir bakış açısıyla bir defa bile yaklaşmaması... kadına dair ilk insani duygusunu dizinin sonunda dinlediği "sana neden yavru geyik diyordum?" şeklindeki ses kaydını dinlerken görüyoruz, kadın "küçük bir kızken bir rengeyiği oyuncağım vardı, ona benziyordun, ondan dolayı sana böyle söylüyordum" diyor. işte burada anlatmaya başlamış nereden nereye geldiğini, ama adam hiç dinlememiş.

    bir kez "neden böyle oldun, ne yaşadın da bu hale geldin?" diye sormaması, bence adamın karakteri açısından büyük bir insani sorun. olayın bu kadar gerçek olmama ihtimalini benim açımdan güçlü biçimde düşündüren bir sorun.
321 entry daha
hesabın var mı? giriş yap