van allen kuşakları

• james van allen tarafından keşfedilmiştir.
  
  van allen, bu kuşaktan geçilemeyeceği için ay'a gidilmedi iddiasında bulunan bilim cahili komplo teorisyenleriyle sık sık dalga geçmesiyle de ünlü bir insandır.
• bunlar radyasyon rüzgarına karşı duran kalkan gibi dururlar, bilgisayarla renklendirilerek bakıldığında kuyrukluyıldız gibi görünür.
  
  bunların delindiği ve geçirgen olduğu yerler de vardır.
  
  kuzey kutbuna yakın yerde cereyan eden aurora dediğimiz yeşil,kızıl büyüleyici renk gösterisi, aslında van allen kuşaklarını geçip helezon şeklinde (manyetik kutuptan ötürü) yeryüzüne inerken atmosferle etkileşen yüklü parçacıklardır...
• 1958 de kesfetmistir van allen amca bunlari
• yerin manyetik çekim gücü sonucu oluşan ve dünyayı çevreleyen koruyucu kalkanlardır..
  
  bu kalkanlar, dünyayı güneş rüzgarlarından koruyan diğer kalkanlar gibi küresel olmadığından^*, üzerine düşen elektronların enerjilerini düşürerek/yönlerini değiştirerek kutuplara doğru sürükler..
  van allen kuşaklarından geçen ve kutuplara doğru hareket eden elektronlar da auroraları oluşturmaktadır..
  
  nature dergisinde yayınlanan araştırma için bu makaleyi okuyabilirsiniz..
  
  bu kuşakların doğal uydular ve yapay uydular ile ilişkisine bakıp çıkacaktım, yine konu dağıldı..
• bilen bilmeyen herkesin hakkında profesör kesildiği , dünyanın demir yoğunluklu erimiş haldeki çekirdeğinin yüksek hızla dönmesi nedeniyle oluşan manyetik alan kemerlerine kaşifi olan kişinin adının verildiği manyetik alan kemerleridir.
  
  geiger sayacını batıdan önce yapıp , uzaya/atmosfere gönderip, ölçümlerle olayı keşfedip , bilimsel hesaplarla ispatlayıp karşımıza çıkıp, ancak ondan sonra bakın kuranda yazan şunu arıyorduk biz bulduk diyemeyen, ancak her batı birşey keşfettiğinde bunu kuranda varmı diye bakıp bir şey bulunca , aha bulduk diyen az evrilmiş arkadaşlara ise tek bir sözüm var ; yolunuz yol değil kardeşler, bu kafayla olmaz yani bu işler, kendinizi tatmin edersiniz anca, kasmayın.
  
  hayır , uzun cümle yarışmasına hazırlanmıyorum
• gezegenimizin manyetosfer adlı tabakasının iç kısmında, ayrı ayrı kuşaklar şeklinde yer alan manyetik kalkan.
  
  #139087396
  hakaret etmeye gerek yok. normal şekilde izah edilebilir bir olay bu.
  
  radyoaktivitenin yüksek olduğu ortamlarda başınıza gelecekler öncelikle kaynağa yakınlığınız ve orada geçirdiğiniz süre ile bağlantılıdır. çernobil vakasını düşünürseniz, patlama anında reaktörde olanların yaşadığı şeyle, reaktörden kilometrelerce ötede olanların yaşadığı şeylerin aynı olmadığını hatırlarsınız. bizim en yakın radyasyon kaynağımız güneş. ay'a giderken kaynağa yakınlığı dert etmemize fazla gerek yok. o yüzden ikinci olaya bakalım.
  
  radyoaktif bir ortamda ne kadar uzun kalırsanız, sağlıkla ilgili olumsuz şeyler yaşama riskiniz o kadar artar. yani vücudunuza aldığınız radyoaktif madde miktarı oldukça önemlidir. bir hastaneye gittiğinizde bazı işlemlerde de radyasyon alıyorsunuz ama bu sizi yakmıyor ya da öldürmüyor çünkü aldığınız radyoaktif maddenin cinsi ve dozu önemli. haydi biz arada sırada maruz kalıyoruz bunlara doğrudan ama orada çalışan kişiler hemen hemen her gün oradalar ve bu onları da öldürmüyor çünkü insan vücudunun tolere edebileceği yıllık bir doz var. tehlike, bunu aşarsanız ortaya çıkıyor.
  
  o zaman akla şu soru geliyor: bu kuşaklardaki radyasyon miktarı nedir? bunu tolere edebilir miyiz?
  
  kuşakların yoğunluğu homojen değil. bazı yerlerde yoğun, bazı yerlerde daha az yoğun. az yoğun olan bölgeler bilindiği için, uzaya insan göndereceğiniz zaman tercih edeceğiniz rotalar da buralardan geçer. son yıllardaki bazı çalışmalar sonrasında gördük ki iç kuşağın yoğunluğu sandığımızdan çok daha az. bu da not olarak burada dursun.
  
  meşhur apollo görevinin süresi 53 dakika olarak belirlendi. insan için ölümcül radyasyon miktarı saatte yaklaşık olarak 300 rad olarak biliniyor. görev süresi olan 53 dakika boyunca ve tamamen korumasız şekilde kuşaklar içerisinde kaldığınızda vücudunuza girecek olan toplam miktar 11.4 rad ve elbette kimse burada korunmasız şekilde durmadı. bu da miktarı daha aza indiriyor. hatta hesaba göre bir astronotun bu görevde maruz kalacağı radyasyon miktarı ortalama 0.38 rad'a kadar düşüyor. alınan en yüksek miktar apollo 12'de ve 0.58 rad'dı. bu da 2 tane bilgisayarlı kafa tomografisine denk geliyor.
  
  eğer bu bölgede 1 günden daha fazla kalırsanız işte o zaman tehlike çanları çalmaya başlar ki buradan konuyu bağlayacağım yer de şurası:
  
  kelly smith adlı bir nasa mühendisi, birkaç sene önce, mars'a insan göndermeyi planladıkları orion göreviyle ilgili konuşmuş ve "kuşaklardan geçiş için test edilmesi gerekiyor" gibisinden bir şeyler söylemişti. "ay'a gidilmedi" diyenler, bu ifadeleri "demek ki daha önce oradan geçilmemiş" olarak algıladı ve sosyal medyada bununla ilgili çok sayıda paylaşım yaptılar ama adamın söylediği şey, yukarıda yazdıklarımla alakalıydı. orion görevi, apollo görevinden çok farklı. araç kuşaklar içerisinde daha uzun zaman geçirmek zorunda (yaklaşık 2 günden bahsediyoruz) ve bu sadece insan yaşamını değil, içindeki elektronik aletleri de tehlikeye atabilir. dolayısıyla uzun süre kuşaklar içerisinde kalma durumu için test edilmesi gerekiyor. anahtar ifade -tekrar söylüyorum- uzun süre orada kalmak.
  
  #67180883
  
  alıntılanan ifade, kuşağın yüksek hızlı elektronlar için aşılmaz bariyer olduğundan bahsediyor. bir yanlış anlaşılma olmuş sanırım.
  
  son olarak, kuşağa adını veren astronom james van allen, "kuşaklar geçilemez" gibi bir şeyi hiçbir zaman söylemedi. geçilebilmesi için belirli önlemlerin gerektiğinden bahsetti ve atmosfer dışındaki yapay uydular ile uzayda yapılacak yolculukların rağbet görmeyeceğini düşündüğü için bu işlerin uzun sürmeyeceğini düşündüğünü belirtti.
• yer' in manyetik alanının güneş tarafından fırlatılan yüklü ve kozmik parçacıkları yakalaması ile meydana gelen ışınım kuşağı.
• antimadde içerdiği pamela tarafından doğrulanmıştır.
• (bkz: simülasyon argümanı)
• amerikalı astrofizikci james alfred van allen tarafından 1958 yılında radyasyon yada başka bir değişle ışınım kuşakları diye isimlendirilmiş keşif. ilk amerikan uydusu explorer 1 bu keşfi bir geiger sayacı sayesinde yapılabilmiştir.
  
  (bkz: geiger sayacı)