21 entry daha
  • bütün gün birbirini hain ilan eden, tepkisizlikle veya aşırı tepkiyle suçlayan insanları gördükten sonra, akşama doğru "yeter artık, bir dakika daha durmak istemiyorum bu amına koyduğumun yerinde, danimarka veya norveç gibi soğuk bir kuzey ülkesine gitmek istiyorum" diye geçirmeye başladım içimden. aniden uyanan bir hevesti. markette kasa sırasında beklerken, önümdeki yaşlı kadına, elindeki üç parça ürünü gördüğü halde sırasını vermeyip, umursamazca ağzına kadar dolu market arabasını boşaltan genç çifti görünce iyice öfkelendim. bir şey söyleyip müdahale etmek yerine, kabullendim o anda. böyle gelmişti işte, hiçbirimiz değiştiremeyecektik ve o yaşlı kadın da zavallı bir kurbandı dev anlayışsızlık canavarının önünde iki büklüm.

    sonra sıra kadına geldi, bana baktığını farkettim, gülümsedim. "evladım senin tek parça, geç sen" dedi, kabul etmeyince ısrar etti. ben de direndim; "kesinlikle kabul edemem, lütfen geçin" dedim. kendi hakkını kabul etmeyip iade ettiğim için üç kere teşekkür etti ve ben de her uzun ama klişe hikayede olduğu gibi, bütün naifliğimle puf diye dağıttım yurtdışına gitme hayalimi.

    esnaf arasında anlatılan ibretlik hikayelerin kahramanları gibi hissettim kendimi, en pespaye küfürleri ederken bile zeki müren türkçesi'nden ödün vermemenin haklı ama bir o kadar muzip gururuyla eve döndüm. şimdi açıp bir steven seagal filmi izleyeceğim ve dünyanın aslında hiç de fena bir gezegen olmadığını düşünerek uykuya dalacağım.

    bir gün mutlaka yağmurlu ama insanların sadece mutluluktan ağladığı, güneşi kapatan gökdelenlerin kedi kumuna dönüştürüldüğü için yeryüzünün kedinin yüzü olacağı güzel bir sabaha uyanacağız.
10 entry daha
hesabın var mı? giriş yap