628 entry daha
  • belediyeden aradılar bizim evin yanındaki yokuşa ışık istedik. 40 yıldır ışığımız yok.
  • başkanım, mogan park içinde belediyeye ait bir tesis, cafe&restoran istiyoruz. oradaki berbat, fahiş fiyata satış yapan sevimsiz işletmelere gitmek istemiyoruz.
  • yağmurlar artık iklim değişikliği nedeniyle yoğun sağanak iniyor. zamanında şehrin aldığı ortalama yağışa göre yapılmış alt yapı şimdilerde yetersiz kalıyor. balgat her yağmurda öveçler ve cevizlidere'den de gelen yağmur suları altında kalıyor. tüm binaların bodrumlarını ve alt kat işyerlerini su basıyor. balgat dahil böyle kronik mahallelerin alt yapısına el atılması yerinde olur.
  • kent aspava
  • sayın mansur başkanım

    1. halkı hukuk konusunda bilinçlendirmek.

    ön bilgilendirme, öz otobiyografi

    öncelikle kendim hakkında kısa bir bilgi vermek istiyorum ki, bu adam bunları yapabilir mi diye düşünürken size bir nebze de olsa yardımcı olsun.

    ben 15 yıdan fazladır avukat, neredeyse 17 yıldır da hukuk alanında akademisyenim.
    abd’de, birçok ilke imza atarak, her daim tam burslu şekilde yüksek lisanstan doktoraya, akademisyenliğe kadar birçok şey yaptım. hepsini, önce atama, sonra aileme borçluyum. burada anlatacağım fikir özetini beğenirseniz, istediğiniz zaman size tam detaylı bir uygulama planı sunmak için hazırlanırım. kendim hakkında detaylı bilgi, cv ve akademik, avukatlık ve karakter referanslarımı da istediğiniz anda sunarım. tahsilimden ve akademik geçmişimden dolayı, abd ile çok kuvvetli bağlarım var.

    halkı bilgilendirmek

    sayın başkanım,

    burada, bir belediye başkanından ziyade, hukukçu bir meslektaşım/üstadım olarak düşünmenizi istirham ediyorum.

    malumunuz, “kanunu bilmemek mazeret sayılmaz” kuralı, ülkemizde sıkı bir şekilde uygulanmaktadır. 5237 sayılı kanuna göre, bir çocuk, 12 yaşından itibaren ceza alabilmektedir. aynı şekilde, bazı durumlarda, 18 yaş altındaki çocukların bağlayıcı sözleşme yapma yetkisi dahi doğmaktadır. yetişkinlerde de, mevzuatı anlamak kolay değildir . zira, birçok kanunun bilinmesi, aralarındaki bağ ve çelişkilerin kurulabilmesi, yargıtay/danıştay/aym bazen bölge idare ve asliye mahkemeleri kararları gibi kararları da bilmek, kanunun gerekçesini okumak vb. komplike prosedürleri yapmaları gerekmektedir. kanunu bilmemek mazeret sayılmaz diyip, 12-18yaş arası çocukların kanunu bilmeleri için, resmi gazetede yayınlamak dışında hiçbir girişimde bulunmadıkları acı bir gerçektir.
    bu nedenle, hukuk eğitimi programları ile, her vatandaşa, nelerin yapılmaması gerektiği, hangi haklara sahip oldukları, hangi sorumluluklara sahip oldukları, belli başlı basit işleri nasıl yapabilecekleri, hangi safhada avukata gitmelerinin kendi çıkarlarına olacağı, bazı uyuşmazlıklarda dava dışı uyuşmazlık çözümlerinin ne denli faydalı olacağı, vb. konular hakkında bilgiler verilebilir.

    bu sebepler ve burada yazmadığım ancak, daha derin bir açıklama isterseniz, istediğiniz zaman yapmaya hazırım.

    ister bu işin koordinasyonu olsun, ister dersleri vermesi olsun, isterse sadece ders programını hazırlamak olsun, benim için hiç farketmez. amacım ne ünvan, ne para kazanmaktır. sadece bu hayalimi gerçekleştirip, ülkemizi daha iyi bir yere çevirmektir.

    2. çocuk eğitim ve bakımevi

    nasıl ki istanbul’da türkiye’nin gözbebeği olan darüşşafaka varsa, ankara’da da bir benzerinin olması elzemdir.

    darüşşafaka—haklı olarak—o denli sevilmektedir ki, şu anda adak bağışı yapmak isteseniz, seneye kadar stoklarımız dolu cevabını alırsınız. ne mutlu bizlere.

    ankara’da da, darüşşafaka’nın bir benzerinin kurulması için, bir kampanya başlatsak olmaz mı? birçok mağazaya kumbaralar koymak, telefon ve internet üzerinden bağış toplamak, belediyenin herhangi bir hizmetine/vergisine ek olarak, isteyen herkesin, 1, 5, 10, 100, 500, vs. tl aylık düzenli katkıda bulunmasını (bir nevi otomatik ödeme talimatı gibi) sağlamak, muhtarlıkların duyuru yapması ve ödeme almasını sağlamak (nasıl ki ramazanda davulcu geziyorsa, bunun için de birileri tutulabilir.)

    3. damacan içme suyu

    kendi kulaklarımla duyduğum bir olayı aktaracağım.

    malumunuz, şu sıralar damacana suların tanesi yaklaşık 100 tl.

    yaklaşık 50 tl iken (1-1,5 sene önce) iki farklı damacana su firması satıcısının konuşmasına ilk elden şahit oldum.

    -siz ne kadarsa alıyorsunuz bölgeden?
    -3,5 tl
    -ooo çok iyiymiş, biz 4,5’a alıyoruz.
    -bizde de 5’e çıkacak diye söylenti var. gerçi öyle olursa, gidip distribütörden (ya da başka bir kelime kullanmıştı) dolduracağız.
    -bizde öyle bir şans yok. ne kaşara dolduruyorsunuz öyle olunca?
    -1,5 tl. ama gidip gelmesi, şişeleri doldurması vs. uzun zaman alıyor.

    bakınız, 50 tl’ye satılan suyun, alış fiyatı 3,5 tl idi. gidip distribütörden/merkezden (her nere ise) doldurtsa, 1,5 tl.

    elbette bunun çalışan gideri 4 işçi , lpg gideri 4 araç ve kira gideri (çok eski kiracı, bodrumda kalıyor, kirası maksimum 2.000 tl)

    şimdiki ücretler ve fiyatlardan hesaplasak,

    50’tl olduğu zaman 3,5 tl’ye alan 7 tl’ye alır. hadi 10 tl’ye alsın. 99-10=89 tl kar.

    4 adet doblonun daha büyüğü araç günde 2-3 tur yapıyor, ve ful gidip boş dönüyorlar. olabilecek en azını düşünsek her araca 20 damacana girer, 4 araç 80 damacana. günde 2,5 tur 200 damacana eder.
    89 x 200 = 17.800 tl günlük kazanç.
    17.800x 26 = 462.800 tl

    sattıkları 1,5 litrelik suları, 0,5 litre suları, sodaları, vs. hesaba katmadım bile. emin olun onlardan da en az 150.000 gelir. düz hesap 600.000 tl diyelim.

    giderler:

    4 çalışan, asgari ücret (+ bahşişler)
    ücretler 26.000 x 4 çalışan = 104.000

    her araç her turda 25 km yapsa, 4 araç bir turda 100 km, günde 250 km, 100 km’de yaklaşık 10 litre lpg yakar lae, litresi 22,5 tl.

    25 lt x 22,5 tl = 562,5 günde x 26 gün = 14.625 tl ayda. 15.000 tl diyelim.

    ufacık bir bodrum, kirası 2.000, merkezi sistem + aidat = 900 tl, su= 200 (uyduruyorum), elektrik= 400 (uyduruyorum), mekanın sahibi dahil 5 kişinin cep telefonu ücreti maksimum 1.000 tl. başka pek bir gider yok, ama görünmez giderlere de 5.500 tl diyelim. (toplamı 10.000)

    işçilerin yol ve yemeği günde 200 tl/kişi olsa, 200x26x4=20.800

    ne kadar gider etti: 104.000 + 15.000 + 10.000 + 20.800 = 149.800, düz hesap 150.000 diyelim.

    600.000 - 150.000 = 450.000 tl aylık kâr.

    bu işe ankara belediyesi girse, tıpkı javsu’nun yaptığı gibi, örneğin munzur’dan, toros’lardan, vb. suyun hem tadının güzel olduğu hem de temiz olduğu bir yerden su getirip satsa, kötü mü olur?

    hem maliyeti çok daha düşük olur, misal 150.000 yerine 80.000’e düşer, hem de kârı 450.000 değil de, 120.000 yapar, böylece bir damacana 99tl yerine 33 tl’ye satılır.

    (450.000 tl)ya da belediyenin kazanacağı 120.000 tl kar, sadece bir markanın, bir mahallenin yarısında sattığı sudan elde edilen kâr.

    şimdi bunu bütün ankara düzeyinde yaptığınızı düşünün, bir de piyasaya 1/3 fiyat ile girerek bir markanın değil, bir düzine markanın müşterilerini kazanacağınızı düşünün.

    her ay hem belediye hem de vatandaşlar onlarca milyon lira kârâ geçecekler.

    not: devam edeceğim, saat geç olduğu için bugünlük ara veriyorum.
5 entry daha
hesabın var mı? giriş yap