705 entry daha
  • düşünsene, 1900'lerin başında istanbul'da doğmuş bir adam. osmanlı arşivleri'ne girmiş, tozlu tomarları kurcalamış, sanki her bir belgede gizemli bir hazine varmış gibi. tarihi didik didik etmiş, osmanlı'nın gizemli dünyasını gün ışığına çıkarmış. padişahların entrikalarını, vezirlerin hesaplarını, sıradan insanların günlük hayatlarını... hepsi bu adamın kaleminden adeta bir roman gibi akmış.

    halil inalcık! osmanlı'nın sherlock holmes'u diyebilirsin. arşivlerin labirentlerinde kaybolmuş, ama her seferinde elinde paha bi' bilgiyle geri dönmüş. fatih'in istanbul'u fethini, kanuni'nin devrimlerini, hürrem sultan'ın haremdeki gücünü... hepsi bu adamın sayesinde aydınlanmış.

    sadece tarihi olayları anlatmamış. osmanlı insanının ruhunu da yansıtmış eserlerine. sokaktaki esnafın, saraydaki vezirin, çiftlikteki köylünün nasıl yaşadığını, ne düşündüğünü, ne hissettiğini göstermiş. sanki bir zaman makinesiyle geçmişe gitmiş, her şeyin tam ortasında durmuş ve notlar almış gibi.

    tabii ki her tarihçi gibi, inalcık'ın da rakipleri olmuş. "yok canım, bu kadar da olamaz!" diyenler, "osmanlı melek değildi!" diye itiraz edenler... ama inalcık, sağlam delilleriyle, belgelerle hepsini susturmuş. "gelin şu arşivlere bakın, kendiniz görün," demiş. "gözlerinizle inanın." ve başarmış da. halil inalcık, sadece türkiye'de değil, tüm dünyada saygı duyulan bir tarihçi haline gelmiş. "osmanlı'yı anlamak istiyorsan, inalcık'ı oku!" derler.

    halil inalcık, geçmişe bir pencere açmış, bize unutulmuş bir dünyayı göstermiş. onun sayesinde osmanlı'yı daha iyi anlıyoruz, o muhteşem imparatorluğun ruhunu hissediyoruz. saygı duyulası bir adam, gerçek bir tarih ustası.

    bir gün bir öğrencisi sormuş: "hocam, osmanlı'da en çok hangi padişahı severdiniz?" inalcık da cevaplamış: "hiçbiriyle samimiyetim yoktu oğlum" (kesinliği yoktur)
  • tarihçiliğin kutbu sayılan kişilik
hesabın var mı? giriş yap