401 entry daha
  • klasiktir, küçüklükten gelen bi paris sevgim vardı. nitekim bu yıl gittim. gittiğim gibi; bi elimde bavul, bi elimde selfie çubuğum eyfelin altında belirdim. sonra da bi daha yüzüne bakmadım gerçi ama.

    bir kaç yıldır da, gidince bağıra bağıra bu şarkıyı söyleyeceğim diyordum. bağıra bağıra olmasa da kendi duyabileyecegim seste söyledim.

    to do list'e bi tik daha atıldı.

    https://open.spotify.com/…si=jfrq7ttsspo2weinaaod8g
  • çirkinlik, ucubelik abidesidir.
  • herkes burada kasıntı poz verir ama efsanem asla değişmez. ya seni yaradanı diyecem şimdi, ona ayıp. aramaya inanan kuşaktan olduğum için, arkadaşımızın hakkını yemiş olmayayım öncelikle.

    (bkz: #53736202)

    buna bir ekleme yapıyorum bu da ayrı bir kezbanlık ifade ediş biçimidir, buna da kopulur. sonra da bana diyorlar ki, onu neden bu kadar çok seviyorsun? çünkü sevgi anlaşmak değildir nedensiz de sevilir, bazen küçük bir "an" için ömür bile verilir.

    böyle de durulmaz ki ama bee. hay seni oluşturan dna zincirlerini sikim lan ne zaman baksam kopuyorum. mağrur da bizimki. durun durun, şunu da dinleyin. minik bir bilgi notu da kondurayım hazır taşak geçme dozumu artırmışken. koptum gittim şu an suratını siktiğime sesli gülünce, ironisiz dalışa geçiyorum izninizle.

    bir konuşmasında şunları demiş burası ile ilgili hitler, speer'e. albert speer kendi notlarında böyle anlatıyor bu olayı. minicik bir parçasını alıntılıyorum.

    --- spoiler ---

    .... "geçmişte sık sık paris'i yok etmek zorunda kalıp kalmayacağımızı düşündüm" diye devam etti büyük bir sakinlikle, sanki dünyanın en mantıklı ve sıradan şeyinden bahsediyormuş gibi. "ama berlin'de işimiz bittiğinde paris sadece bir gölge olacak. öyleyse neden onu yok edelim ki?
    --- spoiler ---

    bakın hitler'in kafa bu. kafa tam bu. beni koparan işte bu. bu kafanın o şapka ve bıyık altından o yüze yansıması zaten. şu adamın ömründen 30 komedi filmi çıkarırım, hangover'ın eline veririm hatta. holly, yahudi lobinin elindeyse demek, izin vermiyorlar pek cidden. lan bunun hayatını inceleyin charlie chaplin'i 30'a katlarsınız yuh size be.

    louvre müzesi'ni beğenmemiş mesela.

    buna fransa turu attırıyorlar. sanki istanbul'a anadoludan gelen sevgiliyi yerebatan sanrıcına falan götürür gibi hayal edin bu anı. arabayla geziyorlarmış. eiffel'den geçerken heyecanlanmış bizimki, duralım demiş. bu fotoları çektirmiş. anı bu yani. burayı beğenmiş, louvre'de heyecanlanmamış. adam bu. ihtişam, demir, yükseklik. sanat anlayışı ile de, gösterişin öne çıktığı mimari hayalleri ile de değişik biridir kendileri. gerisini yazamıyorum da, bu adam kadar komik gelen biri daha var. ondan gülüyorum. bazı tepkileri ve egoları, sanata bakışları çok benziyor bu ikisinin. aşırı hem de. sikmesinler şimdi şu yaşta sabah sabah gerçi bende kalsın gerisi.
  • (bkz: citroën)
hesabın var mı? giriş yap