hesabın var mı? giriş yap

  • fbtv güzeli. müzik box isimli bir klip programı sunardı bir ara*

    5 yıl sonra gelen edit: kendisi artık yeteri kadar meşur olduğundan foto linki vermeye gerek yok. endamını her gün ntvspor'da görebilirsiniz. kaldı ki google ve yandex bir tık ötede. (ne dilara gönder miş arkadaş 5 kişi mesaj attı "foto ölmüş" diye. biri ssg.)

  • andorra maçını anlatan spiker.

    biraz önce şuna benzer bir şey söyledi: "andorra o kadar kötü ki, bu tür takımlara karşı oynamaya alışkın değiliz, bu yüzden zorlanıyoruz." almanya, ispanya, hollanda vs gibi takımlara karşı güçlü oldukları için; andorra, malta, estonya vs gibi takımlara karşı da zayıf oldukları için zorlanıyoruz. eh, romanya, macaristan, belçika vs gibi orta sınıf takımlara karşı da zorlandığımıza göre, biz hangi takımlara karşı başarılı olacağız arkadaş?

  • ilk öncelikle şunu söylemem lazım, kendisi benim favori bilim adamımdır. çünkü hayatı olsun, kişiliği olsun kendisiyle pek çok ortak yanımız var. (bkz: yeni einsteinı bulduk beyler)
    4 yaşına kadar konuşamaması, çocukken kendisinine aşağılanması, küçükken ailesinden bağısmız bir şekilde dindar olup sonradan dinden çıkması vs.

    hayatı;
    1879 yılında ulm, almanya'da yahudi bir ailenin yanında dünyaya gelen einstein gerçekten çok tuhaf bir çocukluk geçirdi. 4 yaşına kadar konuşamadı. ailesi yahudi olmasına rağmen çok dindar olmadığı için onu bir katolik okuluna gönderdiler fakat einstein ailesinin aksine kutsal kitaptaki gibi domuz eti yemedi ve dua etti. fakat ileriki yaşlarında kutsal kitabı mantıksız bulduğu için dinden çıktı. ilk kez 16 yaşında üniversite sıanvına girdiğinde bu sınava giren en genç kişiydi fakat ilk denemesinde başarısız oldu, ikinci seferde zürih politeknik üniversitesini kazandı ve bölümündeki tek kız olan sırp asıllı maric ile aşk yaşadı ve sonra evlendi. mezun olunca referans mektubu almak için uğraşan einstein avrupadaki pek çok hocadan referans mektubu istemesine rağmen üniversitedeki hocaların onu sevmemesi ve yahudi olması sebebiyle referans mektubunu alamadı. hatta babası hermann einstein oğlundan habersiz şuan adını hatırlayamadığım bir profesörden ricada bulundu, fakat geri bir cevap alamadı. ironiktir ki bu profesör daha sonra einstein'ı nobel ödülüne aday gösterecektir. bir arkadaşı sayesinde memur olarak işe başlayan einstein burada hayatının altın senesi 1905 yılında brownian hareketinden atomun varlığının gösterimi, özel görelilik, enerji-kütle denkliği gibi olağanüstü fikirleri annalen der physik dergisinde yayımladı. fakat çok fazla ilgi göremedi ancak alman bilim adamı max planck einstein'ın çalışmalarını takdir etti. ancak özel görelilik teorisi ivmeli hareket eden gözlemcilerde geçerli değildi, bu nedenle çalışmasını ivmeli referans sistemleride içine alacak şekilde genelleştirmek isteyen einstein pek çok hatalı denemesinden sonra 1915 yılında genel görelilik teorisini ortaya attı. bu teorisi sadece ivmeli hareketleri değil ayrıca kütleçekim olayınıda açıklıyordu. 1919 yılında arthur eddington afrikadaki güneş tutulması gözlemi einstein'ın haklı, newtonun haksız olduğunu gösteriyordu. tabi bu olaylar sırasında karısıyla arası bozulan einstein çok ciddi bir antlaşma ile karısından ayrıldı ve amerikadaki zamanlarında kuzeni olan karısı ile evlendi. eddington'un yaptığı gözlem einstein'ı meşhur etmişti, herkes bu başarısından ötürü einstein ın nobel ödülü almasını bekliyordu, 1921 yılında nobel ödülünü alan einstein bu ödülü beklenenin aksine genel görelilik teorisi yüzünden değil, fotoelektrik olayını ışığın kuanta yapısıyla açıkladığı için almıştı. özellikle 2.dünya savaşından önce nasyonel sosyalist işçi partisi nin yahudilere faşist baskısı nedeniyle amerikaya taşınmak zorunda kaldı. hayatının geri kalanını amerika'da princeton üniversitesi'nde geçiren einstei hayatını genel görelilik ve elektromanyetizmayı birleştirecek "birleşik alan kuramı"nı bulmaya adadı o yıllarda büyük gelişmeler kaydeden kuantum fiziğini ise reddediyordu. çünkü kuantum fiziği doğanın yapısını olasılıklara göre yorumluyordu, bu da einstein kafasındaki determinzm fikri ile çakışıyordu. birleşik alan kuramına hiçbir zaman ulaşamıyan einstein 17 eylül 1955 günü princeton hastanesinde hayatını kaybetti.

    politik görüşeri;
    öncelikle tam anlamıyla anti-militaristtir*. "a man can take pleasure in marching in formation to the strains of a band is enough to make me despise him. he has only been given his big brain by mistake; a backbone was all he needed." sözü bunu destekler niteliktedir. birinci, ikinci dünya savaşları ve almanyadaki yahudilere davranışları deneyimlemiş biri olarak, anti-militarist olmamasını beklemek abes olurdu.
    bunun yanı sıra hayatının amerikadaki son yıllarında siyonizm hareketini büyük destekçisi olmuştur, hatta kendisine israil başkanlığı teklif edilmiştir fakat einstein bunu nazikçe reddetmiştir.
    zamanında freud* ile "why socialism?" adında bir makale yayınlamıştır.
    benim en çok dikkatimi çeken amerikanın ülkeleri sömürdüğünü söyleyen rus bilim adamlarının olayı bu şekilde görmelerinin sebebini "rusya-amerika" düşmanlığı olarak gördüğünü ve amerikanın barış adına pek çok şey yaptığını söylemesidir. rus bilim adamları konusunda haklı olduğu taraflar olsada amerikanın sömürgeci olduğunu görememesi bence büyük bir hatadır.

    dini görüşleri;
    birçok teist einstein'ın "science without religion is lame, religion without science is blind" sözünden sık sık bahseder. ancak bilmedikleri şey einstein'ın "religion" derken kast ettiği şey bildiğimiz anlamda din değildir. aksine einstein semavi dinleri "korku dini" olarak tanımlar, evrenin muazzamlığına hayran olmaya ise "kozmolojik din" adını vermiştir ki, sözünde de kast ettiği budur.
    pek çok kişi einstein'ın deist, agnostik, panteist hatta ateist olduğunu söyler. bence bu karışıklığın sebebi einstein'ın yaşlandıkça fikirlerinin değişmesi dolayısıyla farklı zamanlarda farklı demeçler vermesi. ancak şundan eminim ki einstein semavi bir dine inanmıyordu. çünkü cennet-cehennem kavramları için "what a miserable creature man would be if he were good not for the sake of being good, but because religion told him that he would get a reward after this life, and that if he weren't good he'd be punished." sözünü sarf etmiştir.

    ileri okumak için(bkz: the world as i see it) (bkz: einstein yaşamı ve evreni) (bkz: bilim ve felsefe yazıları)

  • asosyalin asosyalliğinin sebebi büyük oranda ve ihtimalle kendisidir.

    yalnızın yalnızlığının sebebi büyük oranda ve ihtimalle insanlardır.

  • kaçak dövüşürüm, kuytudan sırta atlar, tırmalar geri kaçarım.
    umulmadık anda tükürür, geri kaçarım.
    tuzak kurar, kaçarım.
    kapı arkasından atlar, kafa ısırıp kaçarım.
    dövüş bitti sanırsın, yeniden saldırırım.

  • ne yapsın insanlar. ayda en iyi ihtimalle 2.500 lira alırken bir spor ayakkabıya 400-500 lira mı versinler?

  • napoleon bonaparte hakkında bilinmeyenler

    napoleon bonaparte, tarihin büyük liderlerinden biri olarak bilinen askeri stratejist ve etkili bir devlet adamı olarak kabul edilir.

    fransız imparatorluğu’nu yönetme arzusuyla yola çıkan napoleon daha çok korsikalı olarak tanınır ve kariyerinin başlarında korsika’nın bağımsızlığı için tutkuyla savaşmıştır.

    korsika direniş lideri pasquale paoli ile yaşadığı anlaşmazlık sonrasında (korsikalı lider pasquale paoli ile bir zamanlar arkadaş olan napoleon’un milliyetçi ile anlaşmazlık yaşadığını ve öfkeyle fransa’ya gittiğini, o günden sonra paoli’yi desteklemeyi reddettiğ iddia edilmektedir) napoleon, fransa’yı kendi yurdu olarak benimsemiş ve yeni cumhuriyetin yükselen yıldızı olmak için hayati askeri zaferlerin ardı ardına geldiği toulon kuşatması ve 1785’te paris’teki 20.000 kralcının yenilgisi gibi olayları yöneterek kendini ortaya çıkarmaya başlamıştır.

    cumhuriyetçi politikacılar tarafından doğal bir lider olarak tanımlanan napoleon, italya ve ardından mısır’daki bir dizi savaş zaferiyle hızla yükselmiş ve 1799’da fransa’nın yönetimini ele geçirerek ilk konsül olmuş, sürekli askeri hakimiyetini denetleyerek ve etkili yasal reformlar yaparak son derece popüler bir lider haline gelmiştir.

    napoleon kanunu'nda yer alan bu yasal reformlar, eski feodal mevzuatın modası geçmiş tutarsızlıklarının yerini alarak devrim'in amaçlarını sağlamlaştırdı.

    napoleon, avusturya’yı yenerek ve bir süre boyunca ingiltere’nin fransız ordusuna karşı durma çabalarını bastırarak barışı sağlamayı başardı. iktidara olan karşı konulmaz yükselişi, 1804’te fransa imparatoru olarak taç giymesiyle sonuçlandı.

    ancak avrupa’daki barış uzun sürmedi ve napoleon’un hükümdarlığının geri kalanı, çeşitli koalisyonlara karşı avrupa’da yıllar süren savaşlarla şekillendi. bu süre zarfında parlak bir askeri lider olarak ünü daha da arttı, ta ki yedinci koalisyon savaşı ve waterloo’daki fransız yenilgisi, 22 haziran 1815’te tahttan feragatına yol açana kadar

    napoleon, hayatının geri kalanını saint helena adasında sürgünde geçirdi.

    işte napoleon hakkında bilmediğimiz gerçekler

    1. bir aşk romanı yazdı

    napoleon, acımasız ve savaşa dayanıklı yüzünün ardında, aşk mektuplarıyla ve yakın zamanda ortaya çıkan romantik bir romanı ile biraz yumuşak bir yanı olduğunu kanıtlamıştır. 1795 yılında, napolyon 26 yaşındayken kaleme alınan clisson et eugénie, çoğu incelemeye göre onu kayıp bir edebi deha olarak kurmakta başarısız olan, duygusal bir kendini mitolojikleştirme konusunda kısa (sadece 17 sayfa) bir alıştırmadır.

    2. ilk eşi josephine bonaparte giyotinden kıl payı kurtuldu

    napoleon’un ilk eşi olan josephine, daha önce alexandre de beauharnais ile evliydi (bu evlilikten üç çocuğu oldu). alexandre de beauharnais, terör dönemi sırasında giyotinle idam edilen bir aristokrattı. josephine de aynı dönemde hapsedildi ve idam edilmesi planlandı, ancak terör dönemi’nin mimarı olan robespierre giyotinle idam edildikten beş gün sonra serbest bırakıldı.

    3. napoleon terör dönemi’nin ardından ihanet suçlamasıyla tutuklandı

    fransız devrimi’nin erken dönemlerinde, napolyon, 1793 ve 1794 yıllarında algılanan muhaliflere karşı şiddetli bir “terör dönemi” uygulayan jakobenler adlı siyasi bir gruba katıldı. bu adım, daha çok fırsatçılıktan ziyade ideolojiden kaynaklanmıştı. 1793’ün sonlarında, napolyon, ingiliz ve kralcı güçlerden toulon şehrini ele geçirmede önemli bir rol oynadı. bu olayın ardından maximilien robespierre’in kardeşi olan augustin robespierre, onu “olağanüstü yetenekli” olarak tanımladı.

    robespierre ailesiyle olan bu bağlantılar, temmuz 1794’te devrildiklerinde ve giyotine gönderildiklerinde napolyona pahalıya mal oldu. napolyon, cenova’dan bir diplomatik misyon dönüşünde ihanet şüphesiyle tutuklandı. neyse ki, iki hafta içinde serbest bırakıldı ve kısa süre sonra ordudaki pozisyonunu geri kazandı. daha sonra paris’e yönelik kralcı saldırıyı püskürtmeye yardım etti ve kuzey italya’yı başarıyla fethederek fransa’nın en önemli figürlerinden biri haline geldi.

    4. kılıp değiştirip sokaklarda yürürdü

    napoleon gücünün zirvesindeyken, alt sınıf burjuvaziye benzemek için giyimini değiştirerek paris sokaklarında dolaşırdı. görünüşe göre amacı, sokaktaki insanların gerçekte kendisi hakkında ne düşündüğünü öğrenmekti ve iddia edilenlere göre rastgele yoldan geçenlere imparator’un çalışmaları hakkında sorular sorardı.

    5. napoleon’un en az çekici alışkanlıklarından biri, sinirlendiğinde şarkı söyleme (veya mırıldanma) eğilimiydi.

    6. kedilerden korkması

    garip bir şekilde, tarih boyunca önemli liderler olan büyük iskender, julius caesar, cengiz han, benito mussolini, adolf hitler ve napolyon’un ailurofobi yani kedi korkusu yaşadıkları söylenir. ancak, napolyon’un kedilerden korktuğunu destekleyecek çok az kanıt olduğu ortaya çıktı. bununla birlikte, bu yaygın söylentinin neden bu kadar yaygınlaştığıda ilginç bir konudur. hatta iddia edilen korkusunun, bebekken vahşi bir kedi saldırısından kaynaklandığı bile söylenmektedir

    7. napolyon, joséphine’den boşandıktan sonra, avusturya arşidüşesi marie louise ile evlendi. çiftin, napolyon francis joseph charles adında bir oğlu oldu bu oğul, doğduğunda roi de rome unvanını taşıyordu ve daha sonra kısaca ıı. napoleon olarak anıldı.

    8. napolyon, ikinci evliliğine katılmayan 13 katolik kardinali hapsetti. ve napolyon’un subayları papa vıı. pius’u kaçırıp beş yıl boyunca esir tuttu.

    9. rosetta taşının keşfi

    londra’daki british müzesi’nde bulunan rosetta taşı, üç farklı yazı sistemiyle oyulmuş bir granit levhadır: mısır hiyeroglifleri, demotik mısır ve antik yunanca. bu taş, mısır hiyerogliflerini çözmede hayati bir rol oynamış ve uzun süredir son derece önemli bir eser olarak kabul edilmiştir. daha az bilinen gerçek ise, napolyon’un askerleri tarafından 1799 mısır seferi sırasında keşfedilmiş olmasıdır

    10. telgraf sistemine öncülük etmesi

    napoleon savaşları sırasında fransa tarafından kullanılan telgraf, semafor sinyallerine dayalı bir optik sistemdi. chappe semafor telgrafı fransız devrimi sırasında piyasaya sürüldüğünde mesajların seyahat etmesi için geçen süreyi önemli ölçüde azaltarak iletişimde devrim yarattı. semafor telgrafı gece veya kötü hava koşullarında çalışamasa da, 60 yılı aşkın süreyle kullanıldı ve daha verimli elektrikli telgrafın 19. yüzyılın ilerleyen dönemlerinde tanıtılmasının yolunu açtı. claude chappe tarafından icat edilen napolyonik telgraf sistemi, teleskopların kullanıldığı ve ardından çözülebilecek görsel sinyallerin gözlemlendiği bir sistem üzerine kuruluydu. optik sinyal verme sistemleri antik yunan’da kullanılan hidrolik telgraf (eski yunan’da kullanılan), meşaleler ve duman sinyalleri şeklinde iki bin yıldan fazla bir süredir var olmasına rağmen, modern dünyada büyük ölçekte kullanılmamıştı. 2 mart 1791’de chappes, brûlon ile 16 kilometre uzaklıktaki parcé arasında ilk halka açık gösteriyi gerçekleştirdi. mesaj şuydu: “si vous réussissez vous serez bientôt couvert de gloire (eğer başarırsanız yakında zaferin tadını çıkarıyor olacaksınız)” claude, aynı zamanda önemli bir noktayı vurguladı: sisteminin sınırları boyunca emirlerin gönderilmesinde ne kadar kullanışlı olabileceği. bu özellik, fransa’nın prusya ve avusturya’ya savaş ilan ettiği bir ay sonra özellikle önemli hale geldi.

    11. napoleon 'un ordusu rusya'da hiçbir savaş kaybetmeden yok edildi.

    iktidara geldikten sonra napolyon, avusturya, prusya ve diğer düşmanlara karşı birbiri ardına askeri zafer kazandı. ancak şansı, 1812’de rusya’ya yaptığı bir istila sırasında tükendi. bu istilayı, ingiliz ticaretine uymadığı için çar ı. aleksandr’ı cezalandırmak amacıyla başlattı.

    napolyon, muhtemelen o tarihe kadar görülen en büyük avrupa ordusu olan yaklaşık 450.000 ila 650.000 asker topladı. ruslar, bu ezici güce karşı durmak yerine geri çekildiler ve yol üzerindeki şehirleri, tarlaları ve köprüleri ateşe verdiler. ilk büyük savaş, kanlı bir çatışma, istilanın başlamasından iki ay sonra nihayet gerçekleşti.

    ruslar daha sonra tekrar çekildi ve fransızların moskova’yı işgal etmesine izin verdi ancak önce şehri ateşe verdiler. napolyon kazandığını düşündü, ancak ordusu, zaten firarlar ve tifo salgını nedeniyle büyük ölçüde azalmıştı ve orada kışı atlatamayacağını fark etti. geri çekilmeyi emretti ve sonunda ağır hava koşulları ve sürekli saldırılar nedeniyle bir kaosa dönüştü.

    ordusu rusya’dan çıktığında, muhtemelen birkaç on bin askere düşmüştü. cesaretlenen napolyon’un rakipleri hemen saldırıya geçti ve ekim 1813’te leipzig muharebesi’ni kazandılar ve birkaç ay sonra paris’e girdiler.

    12. boynuna zehir yerleştirmesi

    napolyon’un, boynunda taşıdığı bir ipin ucuna bağlı olan ve yakalanırsa hızla içebileceği bir zehir şişesi olduğu söylenir. görünüşe göre, elba'ya sürgün edilmesinin ardından 1814'te zehri içti, ancak o zamana kadar gücü azaldı ve onu yalnızca şiddetli bir şekilde hasta etmeyi başardı.

    13. onu saint helena'daki sürgünden kurtarmak için bir denizaltı kaçış planı hazırlandı

    waterloo muharebesi’ndeki yenilgisinin ardından napolyon, en yakın kara parçasından 1.200 mil uzakta bulunan güney atlantik’teki saint helena adasına sürgüne gönderildi. bu izole edilmiş hapishaneden kaçmanın neredeyse imkansız olduğu düşünülüyordu. yine de, sürgündeki imparator’u kurtarmak için birçok plan yapıldı, bunlardan biri de iki erken dönem denizaltı ve bir mekanik sandalye içeren cesur bir plandı.

    14. ölüm nedeninin sır olarak kalması

    napolyon, 51 yaşında bir hastalık sonucunda saint helena adasında öldü. bu hastalığın nedeni kesin olarak belirlenmemiş olsa da, ölümü komplo teorileri ve spekülasyonlarla çevrili bir konu olarak kalmıştır. resmi ölüm nedeni mide kanseri olarak kaydedilmiş olsa da, bazıları olayın arkasında hile olduğunu iddia ediyor. aslında, onun zehirlendiği iddiası, saç örneklerinin normalden çok daha yüksek bir arsenik konsantrasyonunu göstermesiyle destekleniyor gibi görünüyor. bununla birlikte, arseniğin yatak odasının duvar kağıdında da bulunduğu iddia edilmektedir.

  • sahanın kenarından oyunu başlatmaya çalışan monaco'lu oyunculara her türlü şeyi yapmaya kalktılar.

    yenilince hazmedemeyip bir de parkeye girdiler.

    noldu trabzonlulara laf ediyordunuz lan ataşehir çocukları?

    bu arada ağla ibo ağla. açılırsın.