hesabın var mı? giriş yap

  • fatih altaylı'ya açmış olduğumuz davayı(istanbul 5. asliye hukuk mahkemesi 2010/331e.) dün itibariyle kazandık, ekşimiş ruhların buluşma yeri başlıklı yazısı nedeniyle 7500.-tl, tekzibimizin yayınlandığı günkü yazısı nedeniyle 2000.-tl tazminata hükmedildi. karar henüz kesinleşmedi, temyiz edilmesi halinde süreç bir yıl kadar daha sürebilir.

    sosyal sorumluluk projelerimizden bağımsız olarak, bu davadan elde edilecek tazminatı bir hayır kurumuna bağışlayacağız ancak hangisine bağış yapacağımız konusunda henüz karar vermiş değiliz, yasal süreç sonunda bu konuda ayrıca açıklama yapacağız.

  • türkiye'de mevcut olan bi insan evladıdır... haklı veya haksız ama yöntem bu olmamalı...

    işin acı tarafı, 6* görevli memurun numara verilerek belirlenmesi... yemin ediyorum ben karpuzu bu kadar rahat seçemem la...

    haberin silinme ihtimaline karşı;

    --- spoiler ---

    hatay’ın dörtyol emniyeti'nde akıllara durgunluk veren bir olay yaşandı. emniyet müdürlüğünün kantinini işleten akp gençlik kolları başkanı ömer uzun, polis memuru alper atilla ile tartıştı. atilla’yı sürdürmekle tehdit eden uzun, üniformasını çıkarmasını istedi.ardından arkadaşı, akp hatay milletvekili bayram türkoğlu’nun oğlunu olay yerine çağırdı. milletvekilinin oğlu istemi kağan türkoğlu da emniyet bahçesine gelerek polisleri tehdit etti. aydınlık gazetesinin haberine göre, olaya müdahale eden komiser yardımcısı murat emer, vekilin oğlu türkoğlu’na “sen benim memurumla bu şekilde konuşamazsın” uyarısında bulundu.

    bu uyarıdan sonra durum daha da gerildi. dörtyol emniyet müdürü çok sayıda polisi bir odaya dizerek ellerine numara verdi ve ak parti gençlik kolları başkanı'ndan ve ak parti milletvekilinin oğlundan kendisi ile tartışan polisleri teşhis etmesini istedi. istemi kağan türkoğlu, odadaki polisleri uzun uzun inceledikten sonra kendisiyle tartışan komiser yardımcısını teşhis etti. bu arada ak parti milletvekili bayram türkoğlu'nun danışmanın da emniyet müdürlüğü'ndeki teşhis olayında odada bulunması dikkat çekti. türkoğlu'nun akrabalarının da olay sırasında karakol bahçesine gelerek ayrılmadıkları görüldü. ertesi gün milletvekilinin oğlunu uyaran komiser yardımcısı murat emer hakkında "açılacak disiplin soruşturmasının selameti" gerekçe gösterilerek görevden uzaklaştırma kararı verildi.

    --- spoiler ---

    http://www.gazeteport.com.tr/…niyette-buyuk-skandal

    ekleme ı: her zaman haklı olarak sistemin rezilliğine dem vuruyoruz, sanırım bu rezilliği de en iyi şekilde anlatan yapım tropa de elite*... izlemediyseniz mutlaka bi göz atın derim...

    ekleme ıı: olayla ilgili resmi yazı da gün yüzüne çıktı efem... http://image.haber7.com/…hive/esh1241_4jpg_h615.jpg

    görüntüler sonrası ekleme: söz konusu kişinin yakını devletin her kademesinde sözü geçen biri olmasaydı, kimse kusura bakmasın ama o amirler bu kadar taltıf ikramın yanı sıra, yok o muydu yok şu muydu diye emir altındaki insanları karpuz sergisinde sergiler gibi sergilemezdi... kokuşmuş düzenin sempatik! evlatları sizi...

    ekleme ıv: yaptığı açıklamalarda neden polis merkezine gittiğini açıklamayan genç adam... bi insan evladı da sorsun ne işin vardı genç senin orada diye? açıklamalarda varsa yoksa ''beni dövdüler, bana vurdular''... niye oradaydın kardeşim sen? bı onu söyle hele... akp gençlik kolları başkanı olan kantinci arkadaşına destek için mi? sahip olduğun gücü konuşturmak için mi? can sıkıntısından mı? ne diye, allah için bi söyle!

  • yeniler bilmez anlatayım; ecevit iktidarında cuma namazı çıkışlarında her daim eylemlerin yapıldığı, baş örtünün sık sık kullanıldığı dönemde, türban olayını kullanmak için hayrunisa gül ablamız öss sınavına girmek için başvuru yapmak istiyor. ondan türbansız fotograf istiyorlar. o ve abdullah gül klasik triplere giriyorlar. bakın baş örtülü eşimi sınava almıyorlar diye. meğersem kadın lise mezunu bile değilmiş. sonra foyaları ortaya çıkınca ''biz açık lise sınavlarını sormak için geldik.'' demişlerdi. o çocuk halimle kahkaha atmıştım.

    tanım:hayrunisa ablamızın yaşadığı olayla benzer durumdur. zihniyet hep aynı hep.

  • ölümleri siyaset yapmak için kullananların hümanizm kasmasına sebep olmuş vahim olay. ne yapmamızı bekliyorsun elimize silah alıp senin yerine savaşmamızı mı? yapabileceğimiz tek şey masumların ölümünü lanetlemek.

    ne yapmamızı bekliyorsun başka bir ülkede olan olaylar için çocuklarımızı oraya ölüme göndermemizi mi? başkalarının yarattığı bir canavar için kendi çocuklarımızı kurban vermemizi mi?

  • sosyal medya hesaplarından yayınlanan, hükümeti hedef alan sert açıklamalardır:

    "nisan ayında gelirlerimiz %55 yani 229 milyon tl azalmış bulunmaktadır.
    giderlerimiz ise, covıd-19 salgınıyla mücadele dışında zorunlu olmayan harcamalarımızı kısmamıza rağmen, % 15 yani yaklaşık 58 milyon tl artış göstermiştir. hazine payımız ise %49 oranında azalmıştır.

    salgının uzaması halinde, ihtiyaç duyulduğunda kullanılmak üzere bütçenin %10'una kadar borçlanma talebimiz reddedilmiş ve 6 milyonluk nüfus için sadece 100 milyona kadar borçlanma yetkisi sosyal yardım ve taşımacılık sektöründe kullanılmak üzere sınırlandırılarak verilmiştir.

    oysa bizden önce tüm borçlanma isteklerine aynı belediye meclisi sorgusuz sualsiz onay vermiştir. buradan anlaşılıyor ki, meclisteki muhalefetin en büyük amacı ankaralı’ya yapılan hizmet ve ödemelerin aksaması, ankaralı’nın cezalandırılmasıdır. bunun başka bir izahı olamaz.

    aski 2020 bütçesinin tarihinde ilk defa eksi 477 milyon tl açıkla kabul edilmesi ve "kendi imkanlarınızla halledin" denmesini de ankara halkının takdirine sunuyoruz. ankaralı’nın sağlığını korumak hepimizin görevidir. zira söz konusu olan bizim ve sevdiklerimizin de sağlığıdır."

    kaynak

  • tck'ya daha taptaze ekledikleri 217/a - halka yanıltıcı bilgiyi alenen yayma maddesi kapsamında hakkında soruşturma açılmasını beklediğim kişi.

    der jurist uyardı : söz konusu yasa henüz kabul edilmemiş. muhtemelen cezalarını daha da ağırlaştırıyorlardır...ki kabul edilmiş olsaydı, zaten hiçbirimizin şüphesi yoktur, arkadaşımız kesin bu kapsamda yargılanırdı.

  • bilerek ve isteyerek yapılan eylem hata değildir.
    öz iradesi ile yapmış olduğu bir tercihtir.
    kendisi 18 yaşını doldurmuş cezai ehliyete sahip bir bireydir.
    sesi titremeden, arada nefes dahi almadan, gözlerini bir an bile kırpmadan kameraya söyledikleri şeyler basit yalan değildir. bilerek ve isteyerek manipülatif açıklama yapmak ya da bilgi dezenformasyonu olarak değerlendirilmelidir.
    kendi teşkilatında parlamak istemiştir. performansı ile ülke çapında tanınır hale gelmiştir.
    10 yıl sonra bile adı googleda aratıldığında, bolca iyi dilek ile karşılaşacaktır.
    evlendiğinde, muhtemelen kendi soyadını da kullanmak istese de, artık sadece eşinin soyadını kullanacaktır.
    muhtemelen o zaman bile yeni adı buraya bkz olarak verilecektir.
    unutulmayanlar köşesine hoş geldin sudem,
    toplumsal hafıza konusunda, burada binlerce manyak, sayılamayacak kadar da ruh hastası var.

  • sistematik şekilde fakirleştirdiği halktan halen yüzde 40'lara yakın oy alması inanılmaz bir rezillik. hayatımın geri kalanı boyunca bunun kadar saçma bir olayla karşılaşacağımı zannetmiyorum. sen ülkeye dünya kadar mülteci doldur, halkı fakirleştir ve bu kadar oy alabilmeyi başarabil. sonra pkk, kılıçdaroğlu rere rörö diye zırvala. sana cehennemi yaşatmışlar lan bu ülkede bundan daha kötüsü ne olabilir. eğer içinde bulunduğumuz şey bir simülasyonsa öyle simülasyonun allah belasını versin.

  • içişleri bakanına haber vermedik diyorlar açık açık tüm sistemin çürümüşlüğünü bu kadar güzel özetleyen bir şey yoktur, adnan denen sapığın ne halt olduğunu biz 90'lar ergen ve gençleri; okullarda, din öğretmenleri ya da sağ görüşlü öğretmenler, idareciler tarafından bedava dağıtılan aptal kitaplarından biliyoruz. bu kısımda yeni bir şey yok ama tek yeni bir şey var, o da bi bakanın yapılacak operasyonları önceden ilgili şahıslara bildirmesi konusunun bir alışkanlığı olmuş olması ki bu tarz bir konuda dönemin istanbul emniyet müdürüyle de kavga etmişlerdi, "size bilgi verince adamlar kaçıyor" gibi bir söz etmişti müdür. işte bu bahsi geçen içişleri bakanı, ülkede değil bir daha siyaset yapmak, hapisten 1 gün bile dışarı çıkmaması gereken birisi. böyle bir fotoroman içişleri bakanı da gördü bu ülke.