hesabın var mı? giriş yap

  • videodaki iki genç sahilde takılırken aniden dev bir parmak izi beliriyor üstünde de yeni çağın başlangıcı yazıyor, ne anlama geliyor olabilir altından ne çıkacak merak ederseniz takipte kalın
    bkz: esrarengiz parmak izi

  • tüketici kanununa göre fiyatların görülür şekilde asılı olması veya etiketlenmiş olması gerekir. hatta kasadaki fiyatla liste fiyatı aynı değilse düşük olan alınır.

    -------
    fiyat etiketi
    madde 54- (1) perakende satışa arz edilen malların veya ambalajlarının yahut
    kaplarının üzerine kolaylıkla görülebilir ve okunabilir şekilde tüketicinin ödeyeceği tüm
    vergiler dâhil satış fiyatı ve birim fiyatını gösteren, üretim yeri ve ayırıcı özelliklerini içeren
    etiket konulması; etiket konulması mümkün olmayan hâllerde aynı bilgileri kapsayan listelerin görülebilecek şekilde uygun yerlere asılması zorunludur. hizmetlerin tarife ve
    fiyatlarını gösteren listeler de bu madde hükmüne göre düzenlenerek asılır.
    (2) etiket, tarife ve fiyat listelerinde belirtilen fiyat ile kasa fiyatı arasında fark olması
    durumunda tüketici lehine olan fiyat uygulanır.
    ------

  • bildiğiniz her şeyi sıfırlayın. meseleyi işin üstadı bendenizden dinleyin bir kez de. yılların tecrübesi konuşuyor lan burada; başçavuşun beygiri anırmıyor aloo!

    ciddiyete dönelim. insanlar karşılarındaki kişiler hakkında karar vermek için en fazla 30 saniye düşünürler. içgüdüsel bir olaydır aslında bu. 30 saniye içerisinde bir x cinsi y cinsi için beynine "olur" sinyalleri yolladı yolladı; yollamadıysa don juanlık filan hikaye. afedersin bir yerini yırtsan da o saatten sonra boş.

    şimdi konuyu gerçek hayattan vereceğimiz örnekle açıklamaya çalışalım. y bıcır bıcır şirin bir kızdır. x1 ise efendi adam. x2 ise x1 in fiziksel olarak tıpatıp aynısı piç erkektir.

    y, x1 ve x2 ortak bir ortamda bulunurlar. y hanımkızımız 30 saniye içerisinde beynine iki genç için de olur sinyalleri yollar. ortamdan ayrılınır ve insan davranışları incelenir.

    y --> evine gitmiş ve iki erkekten de eşit derecede hoşlanmıştır

    x1 ve x2 --> evlerine gitmişlerdir ve y cinsinden eşit derecede hoşlanmışlardır.

    olayın özü burada başlıyor işte (üçlünün pazartesi buluştuğunu hesap edersek)

    x1 davranışları:

    pazartesi gecesi: acaba sevgilisi var mı? yok canım sevgilisi olsa neden bizimle buluşsun ki? ama böyle güzel kız da boş kalmaz yani...
    salı gecesi: arasam mı acaba? yok yahu ararsam şimdi bulaşık bir tip olduğumu düşünür. en iyisi biraz zaman geçsin.
    çarşamba gecesi: saat geç mi oldu yahu? arasam mı? yok aramayayım en iyisi. yarın arar haftasonuna bir yerlere davet ederim
    perşembe gecesi: geç mi oldu? arasam mı? mesaj çekeyim en iyisi, müsait olduğunda cevaplasın.
    cuma gecesi: neden cevaplamadı ki? ben biliyordum abi kesin sevgilisi vardı o kızın bıdıbıdı...

    halbuki aynı anda x2 nin davranışları şu şekildedir:

    pazartesi gecesi: - aloo y naber? iyi ya n'olsun işte takılıyoruz. yarın işin yoksa gelsene yine takılırız beraber? ok kaçta alayım seni...
    salı gecesi: - yarın gel yine bıdıbıdı yaparız
    çarşamba gecesi: - bana gidelim mi?
    perşembe gecesi: finish her!

    yani anlayacağınız üzere olay tamamen erken müdahale hayat kurtarır mantığı. atalarımız buna akıllı düşününceye kadar deli oğlunu everir demişler. ne güzel bir söz öyle...

    ataturkiye, xyz haber, atina.

  • ben 11 yaşımdayken tombalacının ölüm sahnesini izliyordum amk.

    tanım: rtük 'ün attığı bir tivit.

  • kullanmayı bilen için çok büyük bir tasarruf kaynağıdır.

    1- kartın tüm borcu her ay kesin olarak ödenecek, ödeyemiyorsan veya ödeyemeyeceksen en kısa sürede kullanmayı bırak.

    2- kampanyalar takip edilecek, alışverişler ona göre bekletilip kampanya çıkınca yapılacak.
    önemli not: şu anki gibi enflasyonist bir dönemde dikkatli uygulayınız.

    3- kampanyayı tamamlamak için ihtiyaç harici ürün -gelecek puanın/faydanın bedeli ürün bedelini geçmediği sürece- alınmayacak.

    4- harcama tutarımız kurtardığı ölçüde aidat ödenmediği ya da aidatı kurtardığı sürece farklı bankalardan kartlar kullanılacak ve aidat ödendiği sürece ek kart kullanılmayacak.
    bunu bir ara not ile açayım: çoğu banka aylık ortalama 1500 üstü harcama yapılıyorsa ufak bir blöfünüz ile kart aidatını geri ödüyor. bu nedenle maksimum fayda sağlamak için harcama tutarınıza göre kart sayısını artırınız.

    5- bunu herkes yapamayabilir ama mümkünse gecelik faiz/fon geliri veren bir hesap açılıp kredi kartına harcama yapıldıkça bu hesapta kredi kartına ödenecek tutarlar toplanacak.

    6- vade farkı aynı tutarın faiz gelirini geçiyorsa nakit/tek çekim alınacak.

    7- vade farkı/nakit indirimi olmadığı sürece kredi kartı ile ödenip maksimum taksit/erteleme yapılacak.

    8- bazen piyasa faizinin altında nakit avans kampanyası sağlanır, bunlardan yararlanılıp para gecelik faiz/fon geliri için kenara atılacak.

    9- x lira indirim x+%20 puandan her zaman daha avantajlıdır. benim gibi puanları market ve akaryakıt alışverişi gibi yüklü ve sabit giderlere harcıyorsanız bile indirimi tercih ediniz.

    10- borcu son ödeme gününde tamamını olacak şekilde ödeyin. bu ödeme kredi puanına yansımayacağından limit sorunu olmadıkça hesap kesimi öncesi ödeme asla yapmayın. mantık parayı mümkün olduğunca işletmek.

    tüm kart borcunu bir hesaba atıp biriktirmek hariç saydığım her şeyi tamamen uygulayabiliyorum. eşimle beraber 6 farklı bankadan 9 farklı kartımız var. her ay elektrik, doğalgaz, kyk ve hayat sigortası ödemelerini 3/6 taksite bölüyoruz her şeyi kartla alıyoruz ve kampanyaları mümkün olduğunca takip ediyoruz.
    borç ödeme ertelemenin karını tam hesaplayamıyorum ama aylık %1 civarı olması lazım.
    market, giyim, elektronik harcamalarında ise ortalama yüzde 5 puan getirisini kesin tutturuyorum. totalde senede yarım maaş kurtarsanız bile -ki azıcık dikkat ile rahatlıkla mümkün- bu çok büyük kazanç demektir.

    not: kartlar ve özellikleri ile ilgili de bir ek yapayım.

    öncelikle 2020'de kredi kartıyla aylık ortalama 1500 - 2000 lira gıda/temizlik, 500 lira giyim, 400 lira akaryakıt harcaması yaptım. bu yıla özel olarak ortalama 1500 lira da elektronik harcaması yaptım. (elektronik cihazların çok pahalanacağını düşünerek eskiyen ve yeni almayı düşündüğüm cihaz alımlarını gerçekleştirdim.)

    axess (akbank), bankkart (ziraat), enpara(qnb), doctors(qnb), sağlam kart(kuveyttürk), paraf(halkbank), world kart(yapı kredi) eşim ve bende var. babam ve annemde farklı olarak bonus (garanti) ve advantage (hsbc) da mevcut. maximum (iş bankası) 2 yıl önce kampanya miktarı çok azaldı diye kapattım sonra takip etmedim.

    sadece son yıl için konuşursak puan/indirim açısından benim için en avantajlılar sırayla paraf, axess ve daha geriden gelen world idi.

    üçü de mobil/qr kod ile ödemeyle birleşen; gıda, akaryakıt, giyim ve elektronik için güzel kampanyalar yaptı. puan/indirim oranı %5-10 arasını tutturdu.

    enpara kredi kartı ile fatura ödemelerine komisyon almaması ve her ay işlem sınırı olsa da hemen her şeye taksit yapabilmesi ile(kyk, aöf ödemeleri dahil) öne çıkıyor. bankkart her şeye taksit yapmasa da işlem sınırı olmadan taksit yapıyor.
    garanti akaryakıt, market ve giyim kampanyalarını çok sık yapıyor. özellikle money bonus varsa ve migrostan alışveriş yapıyorsanız öneririm. (garanti fi tarihinde benden hesap işletim ücreti kesip geri iade etmediği için kılım bu nedenle kullanmıyorum.)
    qnb doctors hem kampanyası kısıtlı hem de puanı harcayacak yeri bulmak ölüm bu nedenle pek kullanmıyorum, aidat olmadığı ve limiti enpara ile ortak olduğundan duruyor.
    sağlam kart aidatsız diye aldım, bir kere kullandım, düzgün kampanya yapmıyor, kart da öylece duruyor.

  • başka hangi ülkede, ülkeyi yöneten kişi kendi fotoğrafını maske mesafe temizlik diyerek boş stadlara astırır merak ediyorum. afrika kabile devletlerinde bile yoktur bu. hatta kuzey kore' de dahi. kocaman bir surat, bulunduğu makamın logosu, ve sosyal mesafe uyarısı. ahsghsjsks

    düşünsene premier ligde kraliçe elizabeth fotografları, bundesliga'da merkel falan.. maske mesafe temizlik diyor. adam postere bastırdığı sosyal sorumluluk mesajında bari maskeli bir fotoğraf kullanır a.q. o da yok. bildiğin seçim dönemi kullanılan fotoğraf.

    rezil akp propagandası ile futbolun dahi en ufak zerresine bulaşmış bir kişi tarafından yönetiliyoruz; yanında diktatörlük bile basit kalır.

    not: tamam arkadaşım. sırf o dedi diye maske takacak milyonlar var ok. ne yazmışım. bari postere maskeli bir poz koysaydı. amaç madem sosyal sorumluluk mesajı. kandırmayalım birbirimizi.

  • sadece bende mi var emin değilim ama çok büyük bir ruh hastalığı belirtisi olabilir bu. lan ne zaman elektrik kesilse kitaptı dergiydi bir şeyler okumak, çılgıncasına edebiyatla yoğrulmak istiyorum. öpesim geliyor o koca koca ciltleri, klasikleri. mum ışığında ya da aynı zamanda radyo da çalan pilli büyük ışıldağın ışığı altında kitap okumak... aman yarabbim. sanki bir dostoyevski oluyorum, romalı perihan oluyorum.

    mum ışığı ve o ışıkta yazıp okuma çabasında olan ben.... elektirik kesilmeden önce de bir şeyler okuyor olsam neyse de... kesintiden önce hep öküz gibi meheheheh diye diye camış keyfiyle en güzel dizileri, üst bitmesine dua ettiğim la liga maçlarını seyrediyor olmam ilginç. ama elektrik kesildi mi... mum ışığı ve edebiyat... o ince stabilo kalemle kitabın altını çizmeler, akla gelen şiirler "yalnızlık vurdu bu akşam kapımı sözsüz soluğunun gri rüzgarlarında" derken elektriğin gelmesi ve ayı gibi mumu üfleyip tv'ye koşmak "anaa malaga üçüncüyü de yemiş la" şeklindeki isyanım. az önce proust olmuştum oysa ki, balzac'tım goriot baba'yı yeniden yazan...

    bizim ailede bir sorun olabilir gerçi. normal tv izleyen aile elektrik kesilince adams ailesi gibi oluyor. annenin duygulanıp "yıllar geçiyor, ömür de geçiyor be" diye iç çekmeleri, babanın "televizyonun fişini çekin de elektirik gider gelir yanmasın alet" hassasiyeti, kardeşin içe kapanıp dertli dertli şarkı söylemesi... ve mum ışığında ben ve edebiyat... ama yine de elektiriksizlik kötü be.

    not: bu entry'imi elektrik kesintisinde evde olduğu zamanlarda sürekli "elektriksiz yaşamak mı zor susuz yaşamak mı?" isimli söylev ve demeçlerini bizlerle paylaşan dayıma ithaf ediyorum. ve yıllardır içimde bir volkan gibi büyüyen şu cevabı veriyorum buradan ona: bence susuzluk. ama elektrik de ekmek su gibi artık çağımızda.

  • uzaktan kumanda ile yapılan bondvari hareket. öyle arabadan iner inmez hemen kilitle tuşuna asılmıyorsun. birkaç adım atıyorsun, sonra ne arabaya, ne kumandaya bakmadan, klick işi bitiriyorsun. sanki uzaktan kumandalı bomba ile arabayı havaya uçuran bir casussun o an. karizmatik bir trip.