171 entry daha
  • bugün katıldığım etkinlikte 'a love story' başlığı çıktı şansıma. yetişkinlik aşkımdan konuşmak istemedim. hem geçen hafta anlattığımda bazı insanlar başkalarının tepkilerini gözlemlediler ve bu beni rahatsız etti hem de hiç aşık olmamış/inanmayan birine nasıl yaşadığınız duyguları anlayabilirsiniz ki? ben de ilk aşkımı anlatmaya başladım. ana sınıfında ilk gün bana hem oyun arkadaşı olan hem de ilk crushım olan ama bana asla yüz vermeyen beyaz tenli yeşil gözlü çocuğu. yıllarca aynı okulda okumaya devam ettik. kendisi pek popüler bir çocuktu. ana sınıfında önce idil, sonra da gizem adında iki kızla yakınlardı. şimdi bile nasıl kıskandığımı hatırlıyorum. lol. bu hatıralar bende iki duyguyu harekete geçirdi. birincisi paylaştığımda - benim olmayan bir şeyi nasıl hırçın ve saldırgan olduğumu ikincisi ise bu acıklı platonik aşk durumunun günümüzdeki yeşil gözlü beyaz tenli datelerime olan etkisini. neden bilmiyorum, garip bi yüceleştirme haline giriyorum. sonra bi an, her şey çok sıradan hali geliyor ve ben sanki o insanı daha önce görmemişim gibi bir yabancılık. ilginç bir durum. kendimce asla olmaz ki diyerek imkansız bir noktaya taşıyarak herkes ve her şey adına karar vermemden mi, sahip olamama korkumdan mı yoksa basitçe aslında bu insanlara gerçekten ilgili olmadığımdan mı emin değilim.

    bazen filmlerde başlar eski bir anıdan söz ederken bana garip gelirdi nasıl aklına geliyor insanların diye. galiba ben de son zamanlarda genel anılarımı gözden geçirmeye açık hale gelmişim ki şak diye imkansız kalp kırıklığı aşkım hasan aklım düştü. lol kendisinin geçen yıl düğünü vardı. hayat çok ilginç.
3 entry daha
hesabın var mı? giriş yap