52 entry daha
  • aynı gün içinde judd trump ve ronnie'yi uğurlamayı kalbimiz biraz zor kaldırsa da ben jak jones-judd trump maçında bayağı eğlendim. o yüzden finale jak jones-gilbert yazıyorum, gilbert bu sene çok istekli görünüyor.

    bir de ikisi de çok keyif alarak geldiler yarı finale, bingham yerine böyle eğlenen oyuncular oynasın be finali. bingham çok iyi oyuncu, çok da zeki adam ama geçmişte şike yaptığı kanıtlanan sporcuları izlemek beni aşırı zorluyor. bir de adam sadece 6 ay yedi o suçta, çinlilere 10 yıl vermişlerdi galiba o sene. 2015'te kendisini destekledik, şike yaparak teşekkür etti. neyse işte bingham elensin *.

    kyren wilson ne alaka higgins'i yendi, ama zaten higgins de geçmişte şike yaptığı için oyununu aşırı beğenmekle birlikte yenilmesine üzülemiyorum. wilson biraz saç yoldurur izlerken, o yüzden oradan gilbert'ı yazıyorum.

    trump'tan pek beklemediğim tarzda açıklamalar duydum bu turnuva, azıcık kaş kaldırıyorum kendisine. hatta yaşlı teyze gibi “ne diyon sen oğlum yeaa” şeklinde parmak sallamak istiyorum. pek de iyi oynamadan çeyreğe geldiği söylendiğinde “zora düştüğümde en iyi oyunumu açabileceğimin farkında olarak oynuyorum, ve açıyorum da” gibi bir şey demiş. çeyrekte açtırmadılar işte onu di mi? ukala dümbeleği. bir de maç sonunda “jak jones çok yavaştı, her vuruştan sonra düşündü, ritmimi bozdu. ayrıca masa çok kötüydü” dedi. sinek uçtu, yağmur yağdı, elektrikler kesikti hocam filan diye devam edecek diye bekledim. aşkolsun judd trump, yakışıyor mu bu bahaneler senin seviyende bir oyuncuya. herkes senin ritminde oynamak zorunda mı, ve ayrıca jak jones bayağı da cesaretli ve iyi oynadı. cık cık cık diyeceğim ama trump normalde böyle şeyler demediği için sevmeye devam edeceğim şimdilik.

    gelelim canım ronnieciğime. valla bu turnuvadan o kadar nefret ediyor ki çok üzülemedim. zaten ryan day maçında da iyi görünmüyordu da ryan day kendisinden de kötü olduğundan kazandı gibi olmuştu. ben lisowski ile eşleşmelerini çok istedim, birbirlerine daha uygun oyun tarzları vardı. bingham her zaman ronnie için tehlikeli rakiptir, yine öyle oldu. ama bence ronnie çok da takmadı. bir de desislava hanım'ın tüm sinir uçlarına tek tek basmasına azıcık uyuz oldum. siyah oynadı-oynamadı olayında bile fazla uzatmıştı, üstüne de seyirci tartışması fazla geldi (ki bence ronnie haklıydı orada). kadına chill demesine gıcık oldum sanki *. yine de ronnie candır, ve dünya şampiyonasında kendi karakterinin en kötü versiyonunu izlediğimizin bilincindeyiz (kendi açıklaması). adam turnuvaların 2/3'ünü pas geçerek birinci sırada kapatıyor sezonu. ronnie izlemek her zaman çok keyifli, o yüzden gelecek sezonu yine heyecanla bekliyorum.

    çok kişi bu noktada izlemeyi bırakıyor sanırım ama bence çok tatlı bir yarı final serisi olacak. finale bingham-wilson çıkarsa biraz hayal kırıklığı olacak benim için ama diğer ikilide bayağı eğleniriz.
  • tarihin en kötü, en rezil, en leş dünya şampiyonası olmuştur. şu saatten sonra da kimin şampiyon olduğu zerre umrumda değildir. hatta eminim ki dünyadaki snooker komünitesi için de önemli değildir.

    neymiş efendim, crucible masaları daha az toleranslıymış. tenis turnuvası mı bu aq? bu koduğumunun masasının bir standardı yok mu? sene boyunca oynanan masalardan neden daha berbat? neden daha boktan bir çuha, neden daha fazla atan bantlar ve neden daha boktan delikler?

    bir tane adam gibi maç izleyemedik bu sene, bir tane! snooker sporunu araplara peşkeş çekmek için bilinçli yapmıyorlarsa adam değilim. ufaktan ufaktan salona ve organizasyona dair isyanlar başlamıştı zaten. anlaşma bitsin de gidelim modunda hepsi. cepleri 3 kuruş fazla para görecek diye ne yapacaklarını şaşırdılar.

    bu yıl resmen ihanet yılı oldu, dünya şampiyonası da tüy dikti. oyunun ruhunu öldürmek için her yolu deniyorlar. daha fazla paraysa derdiniz, ne sikime snooker oynuyorsunuz? yakında don-atlet oynarsınız 3 kuruş fazla para için. bir ingiliz olsam anca bu kadar sinirlenirdim, delirttiniz ulan!
  • hangi kelimeyle tarif edeceğimi bilemediğim bir günle devam etmiş turnuva.

    game of thrones'taki red wedding bölümü gibi bir şey oldu. o bölümden sonra hatırladığım kadarıyla credits esnasında müzik çalmamıştı. dün akşam ronnie de elenince o derin sessizlik ve matem havasını hissettik resmen salonda ve stüdyoda. ronnie ve trump iyi değildi, jones ve bingham iyiydi, hatta bingham son seansta neredeyse hiç hata yapmadı. kendisine de garezim yok, iyi oyuncudur, ama şunu da demeden edemeyeceğim, trump'ın daha ikinci şampiyonluğu fenerle aradığı bir oyunda bingham ikinciyi bulursa artık yuh derim bu oyunun kaderine.

    son olarak da hırsımı brecel'den çıkarmak istiyorum izninizle. bu dingil güçsüz şampiyon olarak 1 numaralı seri başı olarak geldiği için diğer seri başlarını yok yere kaydırdı ve resmen turnuvanın kaderiyle oynadı. bir de hiçbir şey olmamış gibi ilk turda elenip keyifle ortaya çıkan kaosu izledi. lan bari biraz iyi oyna da değsin. bu sene de underdog birisi şampiyon olacağı için seneye yine seri başları kayacak ve benzer bir kaos görme olasılığı artacak.

    neyse adamların yapacağı bir şey yok tabi, şampiyon şampiyondur ama hırsımı birilerinden çıkarmak istedim. ronnie ve trump'ın da baskıyla baş etmeleri gerekirdi, atamazsan atarlar bu oyunda.
  • artık masadan mıdır, çuhadan mıdır, bantlardan mıdır bilmiyorum ama bu sene en klas oyuncuların bile istikrarlı bir seri üretimi yapamadığını gördük. adeta 80'lerin maçları gibi uzun güvenli vuruş sekansları, ideal olmayan pozisyonlar, karmaşık masalar derken çok fazla taktik mücadele oldu. üstüne bir de elit oyuncuların da kötü performansları eklenince şu anda dünyanın ilk 10 sırasında bulunan hiç bir oyuncuyu yarı finallerde göremiyoruz. tabi pek çoklarına göre bu şikayet konusu bir durum ama ben crucible'da dramayı ve beklenmedik performansları çok daha değerli buluyorum. sürekli ronnie kazanacaksa zaten diğer oyuncuların ne anlamı kalıyor? bu şampiyonlar ligi gibi hep aynı 8-10 takımın etrafında dönen ve onların çıkarlarına hizmet eden bir organizasyon değil, şartların herkes için eşit olduğu, iyi, gününde bir oyuncunun dev bir rakibini alt edebileceği bir sahne.

    şu anda yarı final eşleşmelerinde bingham dışında bir eski şampiyon yok ki o da tek şampiyonluğunu underdog olduğu maçları arka arkaya kazanarak elde etti. dolayısıyla bu sezon yeni bir şampiyon çıkması oldukça muhtemel.

    tabi eski bir finalist olarak bu unvana en hazır isim kyren wilson gibi görünüyor. benim izlediğim kadarıyla turnuvanın en güçlü oyununu oynuyor ve çeyrek finalde mark allen'ı yani dünyanın yeni 1 numarasını eleyerek gelmiş bir john higgins'i hemen hiç maça ortak etmeden kazandı. dave gilbert'da turda en sevdiğim underdog oyunculardan birisi ama çok formda bir kyren wilson karşısında kendisine daha az şans veriyorum.

    öbür tarafta ise bu turnuvanın hikayesini yazan isim jak jones her ne kadar berbat durumda da olsa sonuçta trump'ı eleyerek tek masada oynama şansını elde etti. tabi bu seviye için oldukça toy bir oyuncu ve karşısında da tam bir sansar var. bingham ronnie'yi elerken o hep bildiğimiz fırsatçılığını konuşturup çaldığı frameler ile bu konudaki becerisini ortaya koydu. bu işleri şampiyonluğu kazanırken de yapıyordu. jak jones trump maçının son seansında bir ara ellerinin titrediğini hissetmesine rağmen seans içinde toparlanarak masaya odaklanmayı başarmıştı. eğer hislerini kontrol edebilirse bingham'a karşı şansı elbette ki var. ama tek masada ilk defa oynayacak ve spotlar bu kadar üzerinde iken bunu başarmak çok kolay değil. malesef bingham favori.
  • yarı finale kalan 4 isimin toplam sadece 2 finali ve 1 tane dünya şampiyonluğu var.
  • aslında çok fazla şaşırılmaması gereken turnuva.

    trump zaten beyaz kontrolü sorunlu oyuncu. büyük turnuvalarda patlıyor.
    selby uzun zamandır formsuz bu yıl sadece bir turnuva kazandı. oldukça kötü yıl geçirdi.

    higgins 2011'den beri triple crown turnuvası kazanamıyor.
    ronnie gününde olmadığı zaman yenilebiliyor.

    eleştirilere hak versem de büyük diye nitelendirilebilecek oyunculardan aslında belki tek sürpriz selby'dir. dünya şampiyonalarında aslında daha iyidir ama bu sene erkenden elendi.

    judd trump beyaz kontrolünü geliştirmedikçe patlamaya devam edecek. pot yaparım kafasıyla rastgele vuruyor bir yerde patlayacağı çok belli.

    92 sınıfı da uzun zamandır eskisi kadar başarılı değil. ronnie orayı taşıyor.

    bu turnuvanın bence en büyük kazancı jak jonesoldu. hem güvenli vuruş kanadında hem pot kanadında bayağı iyi gözüküyor. yeni bir büyük oyuncuya merhaba demiş olabiliriz.

    benim için en büyük hayal kırıklığı neil robertson oldu. kariyerinin en kötü sezonu umarım toparlar.
  • masaların ve ceplerin problemli olduğunu yapılan 100'lük seri sayısından anlayabiliriz. geçen senenin üçte biri kadar falan olması lazım toplam sayıda. bu da istikrarlı seri üretmemeye ve güvenli vuruş sekanslarının uzamasına yol açtı. dağılan ve kenarlara kaçan toplar yüzünden frame'lerin süresi çok uzadı.

    masaların sıkıntısına ronnie'nin bingham ile olan maçı çok iyi bir veri sundu bize. ronnie belki de hayatında atmadığı kadar isabetli uzun pot attı. ama beyaz top kontrolünü bir türlü sağlayamadı. güvenli vuruşları istediği gibi yapamadı. ya 25 framelik bir çeyrek final maçında bir tane bile of be dedirtecek snooker bırakamayacak adam mı ronnie ? cepler sert vuruşları çok sık dışarı attı ama hadi oyuncular buna adapte olsun diyelim. ama bantların topları kararsız bir şekilde atması seri inşasını zorlaştırdı.
  • çeyrek finalde böbreği dalağı ne varsa üzerine basacağım 4 isim birden elendi, öbür 4 oyuncu çıktı lan yarı finale, olaya bak. allah biliyor da kumar huyu vermemiş, sokaktaydık.

    ne kadar sütoğlan varsa yarı finalde, adamların en seri başı olanı bile dünya ilk 10'unda değil. korum öyle crucible'a.
    katılır mısınız bilmem, gevşeklik bunca çinlinin snooker'a dadanmasıyla başladı. siktirin gidin lan allaan sarıları deyip kovacaksın. biz ingiltere seddi yapıyor muyuz, biz panda besliyor muyuz. masaya bile yakışmıyor. rakip diye karşıma koysalar "bir hot pot, bir de chow mein alayım lütfen" diyesim gelir.

    ronnie senin de yapacağın işe sıçayım.
  • ağır topların turnuvadan bir anda 'haşırt diye' elenmesiyle birlikte bayatlamış patates kızartması tadı veren turnuva.

    1 yıl daha şu masayı izleyemeyecek olma motivasyonuyla göz ucuyla bakıyorum maçlara. yoksa açar kitap okurum daha keyifli.
  • yılların lisanslı üç bant bilardocusuyum. amerikanda da bir birinciliğim var ama arkadaş 12-13 kez snooker oynadım dört topu üst üste sokmuşluğum yok. dehşet zor oyun. o minicik topları minicik deliklere nasıl bu kadar kolay sokuyorlar?
25 entry daha
hesabın var mı? giriş yap