324 entry daha
  • anayasal hakkını kullanmak için herkesin vandallık yapabileceğini iddia edenleri gösteren başlık. göstericiler bizim abimiz, ablamız, dostumuz olabilirmiş. polisler de ugandadan geldi zaten(!)
  • oyy kıyamam, anayasal protestoyu engellemeye çalışırken uf olmuş üniformalı partililer.

    göçmenlere ses çıkarmazken kendi vatandaşına cob çekerken düşünecekti.

    beter olun.
  • tezgah, ama şöyle. türkiyede işçi/emekçi hareketlerini dizginlemek için marjinal sol olarak bilinen, aslında iktidar köpeği bir grup vardır. bunlar özellikle okullarda, üniversitelerde gençliğinin getirdiği salaklıkla sosyalist/komünist gruplara takılan çocuklardan toparlanır. öncelikle eylemciliğin mutlak önemi ve yiğitliğiyle taze beyinleri yıkanan bu çocuklar, yavaş yavaş basit ve masum "sınıfsal" eylemlere dahil edilir. yemekhane, rektör şu bu protesto edilir. ufak konular için (sözde) büyük gösteriler düzenlenir. işçi sınıfının hakları savunuluyordur tabi, yersen.

    sonra iş adım adım tırmandırılır ve iktidarın olaya ihtiyacı da olduğunda çocuk "faşist" polise saldırıp kendince devrimi gerçekleştiriyordur. başka salaklar ellerini kollarını sallayarak savcı öldürür. işte olayımızdaki bu güruh böyle toplanır. oysa ki onlara bu işleri öğreten devrimci abi ve ablalarının kime çalıştığı bile bilmezler.
  • mideniz kuvvetliyse şu başlığı şükela modunda okuyun. türkiye'nin kendi içinde ne kadar düşmanı var şaşıracaksınız. durduk yere polise taşla sopayla saldırılmasından nasıl da memnun olmuşlar. saldıranların da hiçbir suçu yokmuş, taksim kapalıysa her türlü şiddeti uygulayabilirlermiş. şunları eşşek sudan gelinceye kadar dövmeyen poliste suç aslında. şöyle temiz bir dövselerdi şunları da şu iç düşmanlar birkaç hafta zırıl zırıl ağlasalardı çok daha tatmin edici bir 1 mayıs olurdu.
  • insanların hakkını elinden alırsanız anarşiye yatkın insanlar anaşist oluverir veya anaşirst gruplar tarafından kullanılır. sebep olan engelci, yasakçıdır, geçiniz..
  • sözlükteki polis düşmanı çakallar ne zamandır ortalıkta görünmüyorlardı, yine aynı tayfa çıkmış ortaya
  • bir sabah şöyle bir fotoğrafa uyanıyorsanız, üstelik bu adı emek ve özgürlük bayramı, işçi bayramı olan bir günün sabahı ise bunun halkın güvenliğini sağlamak için çalışan fedakarların fazla mesaisi olarak değerlendirmek, her bir otoritenin insanlığın maksimum faydasını gözetmek üzere yapılanması gereğini ön koşul olarak koyacağımız, varlığı iş bu entrye bir örnek olsun diye uydurulan bir sistemde bile karşılığı olmayan bir fikir. tabii siz yine sağlam kazık peşindesiniz. eşeğinizi değil, bizzat kendinizi bağlamak için, yalaya yalaya doymadığınız için artık önünüze bir şey atma gereği bile duymuyorlar aslında. ama o da farketmiyor, şaşırmıyorsunuz, zerre acımıyorsunuz, oyna devam falan..

    bu başlık altında, bu fotoğrafta gördüklerinizin karşı tarafında yer alan insanlar için "terörist" en günlük* ifade olmakla birlikte, trolleri kendi kanalizasyonlarının ayrılmaz bir parçası olarak kabul etsek bile, hakikaten kendinizi parçalama derecesinde bir sahibine tapınma aşkı görüyoruz; "vatansız, bayraksız köpeklikler"inden tut, "yatırılıp sikilmeleri icap etmesine", polisin neden "çekip vurmadığından", "soykırım" çağrılarına kadar oldukça geniş, çok acayip bir yelpaze mevcut. neden çünkü bu insanlar sahip oldukları anayasal hakla, bu hakkı ihlal edenlerin karşısında durabiliyor diye. kanunsuz emre itaat edenlere itaat etmiyorlar diye. tüm bunlar tamam, buraya kadar gıkın çıkmıyor ve surların üzerinde nöbette duran keskin nişancılar değil, flama çubuğu gözüne battı. batar yavrucuğum, çünkü sen aynı itaat et buyruğunun bir parçasısın, fazlası değil.

    ah sonra da gidip alem muhalif görsün diye, sınırlarımızda bu kadar polis yok diye ağlamak sana düşer, pazar market fiyatlarına çıldırabiliyorsun diye kendini akıl sahibi sanırsın. bunlar mümkün. hatta gidip geceye bir söz bırak başlığı mıydı neydi oraya, "yanlış hayat doğru yaşanmaz" yaz, bugün burada "bunlar terörist" diye diye evrene de selam çakıp asılmalarını isteyenler de dahil, eveeet ağğğbi, çok derin laf diye mik mik eder. sanıyorsunuz ki, çarkların arasından parçalana parçalana, kıyıla kıyıla geçenlerin iliğinden kemiğinden damlayan bu ve bunun gibi sözler, birilerinin gece gökyüzünü seyrederken zihninde açan kır çiçekleri gibi..
    bunlar bizzat bedeli çok çok ağır ödenmiş mücadelelerin, karşı duruşun, bilsen korkunçluğundan altına sıçacağın zulümlerin kalıntıları oysa.

    bu kadar uzun lafa gerek var mı bilmiyorum, uzun uzadıya sabırla yazıp, konuşup her bir saçmalığınıza, üşenmeden aklı başında fikir sunanları da selamlıyorum ayrıca ama siz her olayda, her durumda sadece ve sadece yok etmenin tarafında konumlanmak için aklı hiçe sayıyorsunuz, özellikle çaba harcıyorsunuz ya ondan diyorum gerek var mıydı diye. yine de dursun burada selamımız.
  • dünün gerçek emekçi, işçi mağdurlarını savunmayanlar açın da meclisi izleyin. dünkü konuşma ağzınız bakın şimdi kimin konuşma ağzına benziyor. izleyince tarafınızı ve aklınıza sinsice yapılan baskıyı göreceksiniz. kafanızı dışarı çıkarmadan, özgürlüğü ve hakkı bu kadar siyasi çıkar içinde, ana muhalif parti bile sadece şovunun peşindeyken elde edeceğinizi düşünüyorsanız 1 mayıs'ta kimin iktidar kimin halk olduğunu göremiyorsunuz demektir.
  • t: anayasa mahkemesi kararına uymayan polisin başına gelen olay.

    hiçbir devlet memuru, devlet kurumu kanuna dayanmayan bir hakkı kullanamaz.

    bu ülkedeki en yüksek hukuk makamı anayasa mahkemesidir. ve anayasa mahkemesi taksimin engellemesini yasakladı.

    kolluk, anayasaya onu işleten anayasa mahkemesine karşı duruyorsa, vatandaş da polise karşı durur.

    zira artık tc polisi değildir. hükümet bekçisidir.
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap