• bir tek andır bazen. bazense bir çok. ama acıtıyor be sözlük. ruhuma derin yaralar açıyor.

    o anların sırasını hatırlamasam bile ilkini henüz evliliğin ilk gecesinde yaşadığımı net hatırlıyorum.

    henüz sadece on ay geçmesine rağmen gerçek yüzünü görmeme yetti. beş yıllık sevgilim, sevdiğim nerede, ne yaptın ona diye soruyorum içimden.

    en son kendi halimi düşünüp ağladığımda ortaokul birinci sınıftaydım, verem olmuştum, karantinada yatak olmadığı için demirden beşiğe yatırmışlardı. boyum sığmadığı için demirlerden ayağımı geçirmiş uyumuştum.

    ama istemsizce gözümden yaşlar süzülüyor sözlük. engel olamıyorum. adaletini sikeyim. insanlığını sikeyim. babam lan o. babam. adam kanser olmuş. kanserden öte adam gözümün önünde eriyor. memleketten gelmiş. 3-4 gün kalacak tedavi için. adamın suratına bakmıyor. yanında somurtuyor. benimle konuşmuyor. üçüncü akşam hastaneden gelmişiz, bir iki saat oturduk. baktım olmayacak ben kalktım. yemek hazırlıyorum önlerinde. gerizekalı diyor bana, babana makarna mı yedirceksin. evet yedircem aq. gerekirse kuru soğan yedircem. anlayamamış ki olayı. ben babama dışarda yemek yediremiyor muyum, bu kadar aciz miyim ben. aile nedir, nasıl olur? babam görmemezlikten geliyor, adam gariban, kimbilir nasıl üzülüyor, bizim oğlan mutsuz diye. eve dönünce kimbilir annemle neler konuşacak, nasıl üzülecek, ağlayacaklar. insan insana bunu yapar mı, vicdanını skeyim.

    edit : çok fazla yazar arkadaş saolsun destek oluyorlar, hayatlarından örnekler veriyorlar. ve hepsinin iyi niyetine güveniyorum. erkeğim evet.
    genel cevap olarak ; tabi ki boşanmayı düşünüyorum. önce ciddi bir diyalog yoluna gitmeyi düşünüyorum. ama kendi iç dünyamı dengelemem lazım. duygularımı dizginlemem lazım. bana ardarda, babamın önünde, üstelik yemek hazırlıyorken farklı cümleler içerisinde gerizekalı dediğinde sadece gülümsedim, kızamadım. sonra düşündüm, kolundan tutup dışarı mı bıraksaydım. ya da alıp babamı gitsemiydim. sonra da bunları düşündüğüm için kendime kızdım. belki kendime saygımı kaybediyorum, bilemiyorum. kafam karışık.

    edit 2 : evlenmeden önce 5 yıl kadar sevgiliydik. hatta bir buçuk yıl kadar neredeyse aynı evde yaşadık.

    edit 3 : bu entry'yi kötüleyenleri anlayamadığımı belirtmem lazım. entry'yi gece olay tazeyken yazdım. şimdi yine hastaneden geldim. babamla birlikte. kandil simiti aldık, çay yapıyorum şimdi. ben ateistim ama annem babam bilmiyor. sevgiliyken inançlı biri olmadığımı biliyordu, evlendikten sonra ateist olduğumu söyledim, beni yargıladı, bu ayrı mevzu tabi.
    onlarca özel mesaj gelmiş. hepsini okudum. ve daha da duygusala bağladım. mükemmel cevaplar, müthiş olgun tavsiyeler. belki hepsine tek tek cevap veremeyeceğim. ama çok sorulan bir kaç tanesine buradan cevap yazabilirim.
    - bu entry'nin şaka olmasını dileyenler çok fazla, keşke olsaydı.
    - çocuğumuz yok ve şu halde düşünmüyorum.
    - annesi babası mükemmel insanlar. dün akşam arayıp babamla konuştular. bu son olay olmadan üstelik. sen de onun ailesine aynı şekilde davran diyenler olmuş. ben bırakın bu güzel insanlara, sokaktaki insana bile bu davranışı reva göremem.
    - 5 sene boyunca tanıyamamışım evet. zevklerimiz aynı olmasa bile mutlu bir çifttik. evlilik arefesinde bazı şeyler sezmiştim. şiddetli kavgalar etmiştik. karakter değişimi bariz şekilde belliydi. ama ben onu tanıdığıma güvendim. strese bağladım bazı şeyleri. evliliğin ilk ayları çok kötüydü. çok zor günler yaşadım. daha sonra alttan almaya başladım. düşündüm ki hayatı baştan aşağı değişti. "evlendi, çalışmıyor, evde sıkılıyordur, yeni ve büyük bir kente taşınmanın verdiği şaşkınlıktır, ailesinden uzak kalmaya alışkın değil" diye düşündüm ve hoşgörünün dibine vurdum. belki de taviz verdim. 3-4 ay idare eder vaziyetteydi. ama son bikaç ay yine durum vahim ve bu halde.
    - o, tabiki bir canavar değil. güzel günlerimiz de oluyor elbette
  • daha fazla yanlış yapmamak için; sonrasında tez vakitte doğru adımlar atılması gereken andır... bence.
    hele ki çocuk yapmadan önce...
  • eğer ki nikahın hemen ertesi günüyse bu, hayatın çekilmez bir hale gelir, tahammül sınırlarını zorlarsın, her defasında ölse de kurtulsam önermesi beyninin kıvrımlarında dolanır durur.
    bir çözüm önerisi olarak (bkz: zararın neresinden dönersen kardır)
  • facebook ilişkilerinin sanal aşkların genel tanımıdır evlendıkden sonra hayal edilen hersey yasanır biter canım cicim aylarıda dene bilir ve bi sabah uyanırsın bana ne içirdiniz sen kımsın dersin işte o an yanlış kişi oldugunu anlarsın
  • eski sevgilimin evlendiğinden 5 ay sonra anladığı an.

    geçenlerde beni aradı, genelde sevmiyorum eski sevgililerimle karşılaşmayı konuşmayı ama bu arayan kişi en uzun süre beraber olduğun ve en çok şey paylaştığın insan olunca pek kapatılamıyormuş o telefon. evlenmiş arkadaş 5 ay olmuş, ben kaçırdım treni yanlış trene bindim falan dedi. baktım sesi gitti, kötü olacağız mecburiyetten kapattık telefonu. evlenmek için evlenmek de zor olsa gerek. allah kimseyi pişman etmesin.
  • ilerde bir gun bu ani yasamaktan korkup her sey cok gec olur diye evlenmekten korkan insanlar taniyorum, evet kendimden biliyorum...
  • evlenmeyi araç değil amaç olarak görenlerin mutlaka karşılaşacağı bir anmış gibi geliyor.

    sözüm meclisten dışarı, birlikte yaşamak istediğiniz, birlikte geçirdiğiniz vakit size batmayan, yanında birey oluşunuzu kaybetmeyeceğinizden emin olduğunuz, sizin de tüm hatalarıyla birlikte kabul edebileceğiniz, birbirinizin hayattaki amacına ilerleyişinde yolunuza taş koymayacağınızı düşündüğünüz insanla evlenmeye çalışın, herhangi bir insanın yatakta sağlayacağı sıcaklıkla ya da ekstra maaşla değil.
  • (bkz: #31851619)

    bazen de bir bakmissin (bkz: affet gitsin)lerin, gormezlikten gelmelerin başladığı ana da denk gelir.

    yazık... zor... ne diyim..
  • bazen de çok garip bir anmış gibi geliyor bana...
    inanamıyorum.
    onca zaman tanıdığın, inandığın insan nasıl oluyor daha nisan yüzüklerini takar takmaz degisiveriyor?
    nedir bu obsesyonun sebebi?
    "başardım, artık elimdesin" mi? ego mu, nedir?
    illaki bu insan, böyle ariza birisi olduguna dair büyük ya da küçük işaretler vermiştir.
    hiç mi anlaşılmaz ?
    diyelim ki kız / adam, size ters gelen davranışlarda bulundu hem de çok kez.
    e o zaman o imzayi inatla ve illa atmamizdaki obsesyon nedir peki?
    ask ya da sevgi demeyin bana lütfen.
    sevgi ve ask tertemiz duygulardir, kirletmeyin onları.
    yani bunları gordugu (hissettiği) halde evlenende de vebal yok mu?

    lütfen yanlış anlaşılmasın. evli değilim, direkten de donmedim.
    sadece anlamak istiyorum ve belki de korkuyorum.

    guven duygusu ya...
    sadece bir parça guven.
    "oh çok şükür..." diye içimizden geçirmemizi sağlayacak bir parca guven...
    bu kadar mı zor?
    annem babama nasıl güvenmişti?
    yanıldı mı acaba flört dönemindeki adamla sonradan karşılaştığı adamı görünce ?

    yoksa bizim jenerasyonda mı var bir arıza...
    doyumsuz muyuz...
    nedir ya...
  • evlilik kurumunun insanin dogasina aykiri oldugunun anlasildigi andir aslinda bu. kiminle evlenmis olursaniz olun bu ani yasayacaksiniz. yanlis iliskinin dogru bileseni olmaz.
hesabın var mı? giriş yap