• "sorun" olduğunu düşündüğünüz herhangi bir şeydeki esas problemin bizzat, şahsen, kendiniz olduğunu söylemeye çalışan önerme.

    sizin için sorun olan şeylerin başkaları için sorun olmama olasılığını hesaba katmadığınız her an, çok ama çok denyoca hareket etmediğinizin hiç bir garantisi yoktur.
  • "sorun ne kuzicim?" sorusunun akabinde delirmeden önce sarfedilen son sözdür genelde.
  • kendi kabul ettiğiniz değerleri "tüm dünyanın uymak zorunda olduğu değerler" olarak ele aldığınız sürece, sorun siz olmaya devam edersiniz.

    örneğin "kocamı seviyorum herkese veriyorum" diyen kadınla sizin değer yargılarınızın uyuşmuyor olma olasılığı vardır. ancak, sizin "genel geçer" kabul ettiğiniz değerlerin [namus! toplum! aile! kutsal!] bu lafı sarf eden kadının değerleri ile örtüşmediğini düşünmeyip, bu kadına "orospu" yaftası yapıştırır, "işte böyle böyle boşaldı içleri toplumsal değerlerimizin..." gibi romantik duruşlar sergilerseniz, zihninizi bir "o kadar da değil" eşiğinin altına hapsetmiş olduğunuzu, modern ve kültürlü görünmeye çalışan bir "tutucu" olduğunuzu ortaya koyarsınız.

    (buna da "modernlik orospuluk mu yani? bu mu istediğiniz? buralara mı geldik?" tepkisi verecekseniz hiç çekinmeden sizi tepkisel indirgemecilik başlığına almak isterim ama başa çıkamayacağımı da bilirim, bikaç nesil sonra belki genişler zihniniz diyerek şahsınızı "eğitim zaiyatı" kategorisine sokarım küstahça)
  • kime göre neye göre sorusunun cevabı her zaman için "bana göre" dir.

    "bütün dünyada böyledir bu" diye bir şey asla olmamıştır, olmayacaktır.

    herhangi bir şeyi "problem" olarak görüyorsanız, bu yalnızca sizin, yalnızca sizi bağlayan görüşünüzdür. görüşünüze katılan başka insanların olması, ne görüşünüzün doğruluğunu kanıtlar ne de size bu konuda bir baskı unsuru olma hakkı verir.

    "doğru", yalnızca doğduğunuz günden bu güne aldığınız verilerin birleşimiyle kendi kafanızda oluşturduğunuz bir yanılsamadır. bu, tam olarak, "yanlış" ın ve "sorun" un da yalnızca sizin zihninizdeki yapılar olduğu anlamına gelir.

    aranacak ve bulunacak bir doğru hiç bir zaman olmamıştır, olmayacaktır.

    karşılaştığınız durumlar hakkında yalnızca durumun kendi parametreleri üzerinden, durumun kendi çevresel etkenleri doğrultusunda inşa edilen fikirler üzerinden düşüünmek yerine, önceden belirlenmiş doğrular - yanlışlar ile düşünmek hayatınızı çok kolaylaştıracakken, vereceğiniz tepkilerin çoğu zaman "anlamsız" veya "alakasız" olmasına yol açar.
  • "dünyayı değiştiremiyorsan kendini değiştir" gibi vıcık, kaypak lafların sonunda da edilebilen.

    elbette her şeye "temam" denirse sorun çıkmaz. ona temam buna temam. peki çıkarlar çatıştığında temam hakkını kimden yana kullanacağız ve telefon jokerimiz var mı? yok.

    başkalarını yargılarken misal veriyorum (birden aklıma geldi de) bir kadının evli ya da sevgilisi olması durumunda önüne gelenle yatması, kocası bana ne dediği sürece kimsenin umrunda olmamalı. ve fakat o koca (/ya da bu genelde kadınların başına da geliyor, kadın) bu durumdan bi haber, karısının yattığı adamlarla maça filan gidiyorsa. herkes karısının herkesle yattığını biliyorsa ama kendi bundan bi haberse çok afedersiniz ama o karı biraz orospudur (fahişeleri tenzih ederim). bunu yapan erkek de orospudur. neticede bu olayın içinde yalan vardır ki işin içinde yalan olan her yerde bi orospuluk vardır.

    ilgili kişinin güvenini kötüye kullanma, ve muhtemelen de öğreneceği gerçeklerle pskiolocisinin azına sıçma da söz konusudur. bir de işin komik yanı aldatılan insanlara karşı "vaaahhh" yazık yaklaşımı vardır. yani birlikte olduğunuz insanı başkalarının gözü önünde acınası bi hale sokmak da sözkonusu ki hayatın gerçekleri içinde bu da ekstra bir yıkım sebebi. neticede herkes "ben toplumu iplemiyorum, külliyen mongol" bunlar diyemiyor. bu bir realite.

    tüm bu manevi zararlar ki dikkatin buyurursanız din ya da toplum baskısından bahsetmiyorum. bu iki kişi arasındaki bir meseledir. başkalarına bok yemek düşer. ama sorunu düşünmezsen sorun yok, ya da sen değişirsen sorun yok diye bir şey yok. sorun vardır ve bu sorunun kaynağı pek çoktur.

    karşınızdaki insanın karakterini ve hayata bakış açısını da değerlendirerek davranmak bir zorunluluktur kimi zaman. ama bahsettiğim beyin yıkayarak, insanları korkutarak kafalarını örtme manyaklıkları filan değil. bahsettiğim bir insanın hayata bakışı tek eşlilikse ve öyle yaşamak istiyorsa sırf kendi çok eşli yaşamak istiyor diye bir yandan karşısındakine tek eşli gibi gözüküp bir yandan da önüne gelenle yiyişmek ahlaksızlıktır. ha benim ahlaka ihtiyacım yok üç günlük dünya kafama göre yaşarım ben de diyebilirsiniz. ahlaka gereksinim duyan insanları kandırmadan yaşamayı becerebiliyorsanız helal. yok beceremiyorsanız elbette öldürülmeyi filan haketmiyorsunuz ama biri de gelip sizi "yalancı orospu!" deyince şaşırmayın.
  • "benim yerimde sen olsan sen de böyle yapardın" yanılgısı da tam olarak, sorunun siz olduğunuzu anlayamamış olmanızdan kaynaklanır.

    hayır, ben öyle yapmazdım.

    sizin dışınızda herhangi birinin, bir olay karşısında sizin verdiğiniz tepkiyi vereceğini/vermesi gerektiğini düşünmek, karşınızdaki insana yapabileceğiniz en büyük saygısızlıklardan biridir.

    bel altına gömmek gerekirse, "senin dinin sana, benim dinim banadır".
  • vicdani muhakeme yeteneği olmayanlar için de olanlar için de kullanılabilirliği olan. bazı gerçekler vardır ki gayet mutlaktırlar ve eşşek kadardırlar gözününüzün önünde. ama maalesef bazıları ona öküzün trene baktığı gibi bakar, bazıları da trenin öküze bakmadığı gibi transit geçerler. bunlar işine geldiğinde kıvırtmak için hareket alanı arayanların yok demesiyle ortadan kalkacak gerçekler değildirler.
  • ''sorun benim, bende eee çözüm de'' demeden önce duyulunca insanı epey sinir eden uyarı cümlesi.
    bir de tabii ''sorun sensin'' in nazikçe, saygılı söyleniş hali...

    sorun olunca hemen kendine bakmak pek işe yarar.
    sakince durursun, kabul edersin, sorumluluğu alırsın, oldu bitti anda kalıp çözüme duruma bakalım dersin.
    hızla aklına çözüm gelir, bu çözüm genelde en doğru olandır.
    uygularsan basamağı atlarsın. böyledir hayat, basamak basamak mak mek mak...
hesabın var mı? giriş yap