• sorunun kendisi olduğunun farkında olmayan biri tarafından kaleme alınmış zırvalar yığınınının özeti. olmaz ya eğer bunlar kendi kafalarına göre kürt sorununu hallederlerse mutlaka sorun çıkaran yeni cemaatler ya da insanlar bulacaklardır. düşmansız yaşayamayan bir güruhtur . hiç olmadı birbirlerini revizyonist diye suçlayıp memleketi kurtarırlar. faşizm bir yaşam tarzıdır. kimi türkler için de kimi kürtler için de.
  • sözlükteki dallama fransızlar, amerikalılar salak, alanyali almanlar sorunsali, ingilizce konusmayan gerizekalı fransızlar gibi baştacı edilen, faşistçe oldukları asla dile getirilmeyen benzeri başlıkların aksine, yadırganmakta olan ve faşistçe olduğu tekrar tekrar yazılan bir konu.
  • aritk gemi aziya almis fasizme karsi, pasif direnis ve muhalefetin degil, aktif eylemliligin zamani geldigini gosteren bir yazidir.
    (bkz: sorun fasizmin ta kendisidir)
  • evrim teorisini çürütmekte kullanılan yöntemlerin aynen izlendiği bir saçmalıklar silsilesi. tamamen kafası çalışmayan bir topluluğa hitap eden, mahalle ağızıyla yazılmış, entelektüel bir kesimin çok da umursamayacağı ama bazılarının muhtemelen ciddiye alacağı bir şey bu. sosyolojik ya da istatistiksel verilerle hiç bir ilgisi olmayan, bir iki gazete küpüründen kıt bir zekayla derlenmiş sözde gerçekler ard arda dizilmiş. umursamak istemiyorum ama birileri umursayacak ve inanacak diye de korkmadan edemiyorum.
  • son günlerde avrupada ve hatta tüm dünya tırmanışa geçen ırkçılığın türkiye versiyonu. bakınız türkiye'de en azından ebnim bildiğim mahallede oturan kürt ailenin evini yakma ya da sırf kürt olduğu için sokaktan geçerken dövülme olayı filan pek yok ama türkiye'de bunun olmasını şiddetle arzulayanlar var. ve bunlar sırf kürt kökenli diye bir vakadan çıkıp bunların alayı sapık filan bile diyebiliyor. türkiye'de halkın kürtlere karşı belirgin bi tavrı yok ve zaten kürt kökenliler de bu ülkenin büyük bir kesimini oluşturmakta. ama bu tırmanışlar hayra alamet değil. ve bu kürtlere karşı milleti kışkırtırken kürdistan'ın kuruluşuna ve büyümesine destek vermekten başka bir şey yapmayan dallamaların anlayabileceği bir şey de değil maalesef. bunun haricinde başka bir eşyin önünü açacak tavırlar değil bunlar. soykırım filan yapmak da istemiyorlar diye ümit ediyorum.
  • adolf hitler’in birahane köşelerinde başlayarak geliştirdiği konuşmasının ve dayanaklarının birebir şekilde günümüze ve ülkemize uygulanmış tam hali. yok daha neler sızlanmalarında bulunacaklara tarihi iyi okumalarını ve tekrar gözden geçirmelerini salık veririm.

    bir ülke şayet ekonomik açıdan gerekli refah seviyesine ulaşamamışsa, sosyal ve kültürel aktivite düeyi edilgen veya etkin sebeplerle çok daralmışsa ve bu doğrultuda ülkedeki suç oranı normalin üstüne çıkmışsa tarihin yıpranmış sayfaları her zaman göstermiştir ki o toplum milli ve dini duyguların içi boş tatminine esir olmuştur.

    küçük bir örnek vereyim. bundan asırlar evvel haçlı seferleri döneminde bilmem kaçıncı haçlı seferinden yenik dönen hıristiyan toplum ağlanacak durumdaydı. zaten yoksulluğu dibine kadar hisseden halk, üst üste düzenlenen seferler yüzünden artık açlık sınırında yaşıyor ve hastalıklarla boğuşuyordu. soylulara ve toprak sahiplerine karşı halkın artık inancı kalmamıştı. işte böyle bir dönemde kutsal toprakları ele geçirme misyonunu bir türlü başaramayan yüksek tabaka, bir kez daha halkın huzuruna çıkar. ve halkı bir defa daha seferlere katılmaya çağırır. ele geçirilecek yerdeki hazinelerle, başıboş topraklarla insanlar etkilenmeye çalışılır. fakat normal besin ihtiyacını bile karşılamakta zorlanır bir hale gelen toplum sert tepki gösterir bu göz boyamalara. kısa bir süre içinde tabandaki ses yükselmeye ve isyana dönüşmeye başlar. tam işte o dönemde takabül eden bir vakitte kilise, olaya müdahil olur. o gün yapılan konuşma tarihi bir dönüm noktasının başlangıcı olacaktır. kilisenin yapmış olduğu hararetli konuşmanın özeti bir cümledir:

    - kutsal topraklar tekrar ele geçirilmeli, yoksa “din elden gidiyor!”

    bu uyarının ardından ortaçağ avrupası inanılmaz bir diriliş örneğini sergiler. kıçına giyeceği donu bulmatan aciz duruma düşen, iki aylık bebeğine süt veremeyen fakir halk, din elden gidiyor haykırışına haçlı seferleri tarihinin en büyük ordusuyla ve direnişiyle cevap verir.

    amma velakin bu kutsal topraklar uğruna verilen mücadele, avrupa’nın 1800’lü yılların ortasına kadar ciddi ekonomik buhranlar yaşamasına, iç çekişmelerinin artmasına sebep olacaktır. sonuçta kutsal toprakları ele geçirme hayali ve ilahi kışkırtmalar avrupa’nın özellikle de doğu avrupa’nın hayal kırıklığı olmuştur.

    nitekim, günümüzde de bu nakletmiş olduğum hadisenin pek çok benzeri yaşanmış ve yaşanacaktır. var olan niteliklerini değerlendiremeyen, kendi öz kaynaklarını etkin şekilde kullanamayan, orantısız yatırımların ve bölgeciliğin kahrını çeken toplumlar, kör milliyetçilik duygularıyla beslenip zehirli ırkçı fikirlerini orta yere sıçan pezevenklerin esiri olmamalıdır.

    sorun kürt değil, sorun türk değil asıl sorun insana bakınca millet ismi görendedir.
hesabın var mı? giriş yap