siklememek

• arkadaşın askerdeyken aşağıdaki diyaloğu görmesine neden olan ve umursamamak, aldırmamak anlamında kullanılan sözcük.
  
  komutanlık çay ocağından sorumlu er, ki kendisi doğu kökenliymiş. komutanın benim çayım açık olacak uyarılarına rağmen imam bildiğini okur misali komutanın çayına kendi bildiği ve istediği ölçüde dem koymaktadır. en sonunda bir sabah komutan dayanamayıp çay ocağını basar ve aşağıdaki diyalog gerçekleşir.
  
  komutan: olm sana yüz defa söyledim benim çayım açık olacak diye. yoksa sen beni siklemiyormusun?
  er: [sabah sabah komutanın çay ocağına gelmesinden ve daha önce böyle bir kelime duymadığından dumur olmuş vaziyette ve olumsuzluk içeren bu kelimeye olumlu yanıt verirse daha iyi olacağı inancıyla] sikliyorum komutanım.
  komutan: [hiç söze gerek duymadan tekme tokat girişir]
• siklememek bence erişilebilecek en yüksek mertebe bu hayatta.
  aşağıdaki cümledeki siklememeyi bulunuz:
  "amaaan naparsa yapsın ya bu saatten sonra uğraşamam."
  bulabildiniz mi? hayır tabi ki.
  bu cümlenin meali şudur çünkü: beni sevsin beni duysun bana gelsin beni arasın beni sorsun beni merak etsin.
  siklememek öyle bir mertebe ki insanın kendisi bile fark edemiyor oraya geldiğini.
  bu mertebede ah etmek olmuyor mesela, merak etmek de olmuyor, hatırlamak olmuyor, düşünmek olmuyor, sanki çimlerde beyaz tanga giymiş erkek yoga hocasıyla yoga yapıyosun.
  bi tek tamam diyosun kalıyo işte öyle.
• michael jackson, "all i wanna say is that they don't really care about us" derken bu konuya değinmiştir.
• siklememek.
  
  imgesel ve mizahî görüntüleri dışında kural olarak olumsuzluk ekiyle kullanılan bu fiil çoğun psikolojik bir savunma aracı olup kendisiyle etken durumdaki bir kişiyi, şeyi, olayı, olguyu dikkat ardı etmek, umurdışı bırakmak, ihmal etmek, takmamak, iplememek, yerini cennet-mekân kasımpaşa eylemek anlamındadır. "siklememek" fiilindeki kudret; kişinin, şeyin, olayın, olgunun etkenliğine söz konusu fiilin öznesinin yüklediği bizzat ya da -ka'ale aldığı seyircisinin yüklediği anlamdan ötürü- dolaylı kudret ile doğru orantılıdır.
• süper bir durum. duygusuzluk hali. rahatsız edici duyguların aklınıza gelip gelip saldırmaya çalışmalarını gülerek izlemek. güzel şeyleri ayırt edebilme durumu.
  
  hala bir şarkıyı dinlerken kafayla ritm tutuluyorsa, budur.
• duyguların en asili...
  bir ayna gibi olmak demek siklememek.
  karşı tarafın sizde kendisini görmesi. gördüğü görüntü ne kadar kırgın ne kadar kızgın ve ne kadar heyecanlı olursa olsun kendisine aittir. siz orada yoksunuzdur.
  siklememek sizi özgürleştirir.
• bazen "hı hı" demektir, bazen de "sus a.k." demektir.
• belli bir kesime yöneliktir genellikle. siklenecek tonla önemli şey varken, sinek vızıltısı gibilerini kafaya takmak gereksiz. hayatta siklenecek iki şey vardır, gerisi boştur.
• kedilerin birlikte yaşadığı insanlara karşı gösterdiği tavırdır. aslında kedilerin hayata karşı gösterdikleri bir tavırdır.
• sizi böyle huzurlu bir insan yapar.