• 2000'li yılların başında emsali görülmemiş bir şekilde hakan şükür'ü, arif'i, baliç'i, oktay'ı, okan'ı emre'si, alpay'ı, nihat'ı, ardından rüştü'sü, şusu, busu avrupa takımlarına transfer olunca, herkesler heyecanlanmıştı.

    o günlerde konuyla ilgili görüşü alınan herkes "ivme yakaladık, tüm avrupa'yı sikerteceğiz" derken, toshack avrupa takımlarının paralarını sokağa attıklarını, türk oyuncuların teknik ve fizik açıdan yeterli olduğunu ama kendini beğenmiş oldukları için asla ve asla avrupa'da oynayamayacaklarını söylemişti.

    hatta türkiye'de çalıştığı dönem, türkiye'deki tüm eski futbolcuların daha iyi bir oyuncu olacakken çeşitli nedenlerle "önünün kesildiğini" söylediklerini, yeni futbolcuların ise kendisini maradona sandığını söylemişti.

    ülke dışına çıkan futbolculara ömür biçmesi istendiğinde ise, "yarısı ilk devre sonunda döner. kalan yarısı sezon sonu döner. 50 maçın üzerine sadece nihat ve altyapısını avrupa'da aldığı için tayfun korkut çıkar" demişti.

    birisi türk insanını tanımlamak mı dedi?
  • nefis ince zeka sahibi bi insandı.

    takımı kamp yapmaya hep ispanya'da yaptırdıgı yazlıgın oraya gotururdu, takım otelde sürünürken kendi yaptırdıgı villada krallar gibi toshack keyfi yapardı.

    entresan kurallar uygulardı kafasına esince. bi futbolcunun keyfi ormana dogru vurdugu top icin o futbolcuyu ormana yollamı$ ve topu buldurmu$tur, hatta akın sel beraber topu aradıgı futbolcuya $aka yaptıgında ''bi zightir git ya akın abey'' gibi bi tepki gormustu.
    benim en saygı duydugum olay be$ikta$ klubunun kullansın diye verdigi son model mercedes'i kendi üstüne almasıydı..kulup o mercedes'i 2 sene sonra geri alabildi.
  • erman toroğlu'ya da ağzının payını vermişti. maraton programlarından birinde erman toroğlu "sayın toshack ben de futbol oynadım zamanında. sadece siz değil biz de biliriz yani futbolu" deyince toshack alayla hangi klüp diye sormuş, erman toroğlu da büyük bir övünçle "ankaragücü. hatta sizin ingiliz takımlarından birine karşı da oynadım" demişti. toshack da "oo ankaragücü? big club!" demekle yetinmişti.
  • hala ozlemle andıgımız birisidir;

    ilk geldigi günlerde daha yeni yeni havaya suya alı$ırken, daha sonra anadolu'da insan $eklinde ta$la yaptıgı roportaj, suyun altında teravih namazı kılan imam gibi sıradı$ı i$lere imza atan akın sel bunun ba$ına bela olmu$tu..
    üzerine antreman kıyafetlerini geciren akın sel takımla beraber antremana cikmi$, düz ko$u yapmı$, istasyon calı$masında bagsurunu zorlamı$tır. hele düz ko$u sırasında televole kamerasına göz kırpıp sevimlilik yapmazmıydı.. oy oy oy.. toshack bu olaydan sonra antremanı basına kapamı$tı. dünya da basına bu yüzden kapanan kac antreman vardır bilinmez.

    takımda gördügü tıknaz, kısa boylu, hafif göbekli, bıyıklı, sacları mustafa sandal modeli kel akın sel'i futbolcu zanneden, ama aslında spor muhabiri oldugunu ögrenen, turk futbolu hakkında derin endi$elere sevk olan toshack bizi biraz cözdükten sonra adını unutulmazlar arasına almı$tır.

    ahah ya kulubün kullanması icin verdigi son model mercedes'i hangi ara notere gidip kendi üzerine yaptı onu hala cözebilen yoktur.
  • ali sen ile atismalari efsaneydi. ali sen is a clown bombasini tam olarak ne zaman patlattigini hatirlamiyorum ama ali sen bi sebebten dolayi yine toschack ile kapismis ve "beni butun dunya tanir" gibi birseyler soylemisti. benjamin bu firsati kacirir mi, bir yurtdisi seyahatinde televole mikrofonunu kaptigi gibi sokaga cikmis ve yoldan gecen ecnebilere "do you know ali sen? do you know ali sen?" diye sormustur. tabi ki hicbiri ali sen'i tanimamis, toshack da ali sen ile atismaya tam gaz devam etmistir.
  • bir maç sonu açıklaması sırasında işgüzar bir muhabir "2 saattir konuşuyoruz, bir kere bile atatürk demedik" şiarıyla hareket etmiş, toshack'a anıtkabir'i ziyaret edip etmediğini sordu.

    toshack önce bir "ne alakası var, amına koyayım" bakışı atmış, ardından da "cep telefonundan aradım" demişti.

    o gün sadece ayar verdiğini sanıyordu ama yanılıyordu. ertesi günün sabahına uyandığında, kapısında savcılık talimatlı polisler bekliyordu.
  • beşiktaş'ın -afedersiniz- sülalesini şey yapmış da olsa kızamadığım adam. tarihteki muazzam ayarlardan birini vermişliği de vardır:

    muhabir: “siz nasıl paf takımındaki gençlerle gelirsiniz, atatürk’e saygınız yok mu?”
    jbt: “atatürk, türkiye’yi gençlere emanet etmedi mi?”

    (galatasaray'la oynanan atatürk kupası final maçından...)

    http://aliece.blogspot.com/…ri-4-john-benjamin.html

    edit: beşiktaş'a dönerse önce çocuk yapar sonra da keserim.
  • fenerbahçe eski başkanı ali şen kendisi için "toshack kim yaa?" diyince, televole kameraları ile paris'e ve londra'ya gitmiş, yoldan geçenlere "ali şen'i tanıyor musunuz?" diye sormuştu. gelen cevaplardan sonra kendi çapında halay çekmeye başlamış, londra'da kendisini gören kalabalığa imza dağıttıktan sonra, televole kameraları ile yurda dönmüştü.

    ama şovu burada bitmememişti. türkiye'ye döndükten sonra ali şen'e o kalabalığın fotosunu yollamış, mektubun içine de evindeki kupaları görebilmesi için, galler'e gidiş - dönüş 2 bilet iliştirmişti.

    sonra o gitti, kavgalardaki mizah sosu da gitti ve biz "sen kimsin lan, sen kimsin" "adamsan" "terbiyesizlik yapma!" argümanlı bir sike yaramayan kavgalara geri döndük.
  • kim ne derse desin, be$ikta$li'dan cok be$ikta$li'ydi. be$ikta$ kulubu ile birilerinin dalga gecmesini icine sindiremeyen bir bunyeye sahipti. bu halti yiyen, donemin en iyi orta saha futbolcularindan birisi olan yordan letchkov olsa bile.
    okuyunuz lutfen:
    (bkz: #9819416)

    ps: entry silinmi$. silinen entry'de alttaki hikaye yaziyordu. toshack'in letchkov ile ya$adigi sorunlar ve geli$en olaylari anlatiyordu. fatih uraz'in kaleciyi vurun adli kitabindan alintidir.

    ---spoiler---

    "letchkov da günün modasına uyarak bir gün bulgaristan'a gitti ve geç döndü. antreman bitiminde toshack, tayfun hocaya letchkov'u buraya çağır dedi ve hoca da gidip onu çağırdı. odada onların konuşmasına biz de şahit olduk.

    toshack;
    - niye geç geldin ?
    - ??????
    - bu yaptığın profesyonellik mi ?
    - ??????
    - ağır ceza vereceğim.
    - tamam bıraktım.
    - neyi bıraktın ?
    - futbolu.
    - hayır hayır bırakamazsın. hem bu sene dünya kupası finalleri var. iyi pazar senin için.
    - umurumda bile değil. bıraktım, dedi ve çıktı gitti.

    akabinde de bulgaristan'a döndü. sonradan öğrendik ki bir bulgar takımıyla idmana çıkıyormuş ve özel bir maçta da oynamış. toshack derhal uefa'ya kendi el yazısıyla bir şikayet faksı yazdı ve gönderdi. uefa'dan cevap olarak yetkisizlik faksı gelince bu kez de fifa'yı arayarak, hem de faks göndererek letchkov'a tedbir kararı koydurttu ve daha sonraki günlerde yaptırım korkusuyla bulgaristan federayonu onu oynatmadı.

    derken bir bulgar takımı gelip letchkov'u istedi ve ona yapılan bütün ödemeleri üstlendi, yanılmıyorsak beşiktaş biraz da kar edecekti. dün gibi hatırlıyoruz, toshack;

    - beşiktaş'ın onuru her şeyin üstündedir. kimse beşiktaş'la alay edemez. bizim prestijimiz paradan çok daha önemlidir. eğer letchkov'u satarsak ilk uçakla geri dönerim, dedi ve onu sattırmadı.

    letchkov da sessiz sedasız futbol sahnesinden ayrıldı. "

    ---spoiler---
  • "kartal'ın toschak keyfi" başlığını attıramadan ülkemizden ayrılmak zorunda kalması spor basını için büyük bir kayıptır...
hesabın var mı? giriş yap