• sözlük dilinde edit yerine kullanmaya çalıştığım kavram. bireysel beyhude çaba.
  • söz-müzik ikilisinin pezevengidir

    hatta bu işi yapanlar,

    "ula şiiri yazan ali, besteyi yapan veli, bu ipne neyin parasını alıyo la ?"

    gibisinden tepkilere mazhar olmuşlardır.

    bunu sorgulayan bunu da sorguladı:

    "açıkhava çekiminde ışıkçının işi ne ?"
  • türkiye'deki en güzel örneklerini onno tunç ve attila özdemiroğlu yapmıştır. en azından ben öyle düşünüyorum.
  • (bkz: aranjman)
  • örneğin madonna'nın son birkaç albümündeki düzenlemelerin sahibi için;
    (bkz: william orbit)
  • edit, aranjman.

    şöyle bir sadeleştirip, bunları hemen piyasaya sürüyoruz oğlum!
    psikahır.. psikatır.. psihatır.. psiyatır..
    her birinden ayrı bir çalışma ruhsat ücreti alırız.
    düzenlemeyi yapan parayı alır. parayı alan örgütler.

    e, bir yerde de doğal tabii. karşıcı, devrimci hep devrimci kalır, yerleşik olursa düzenleştirilir.

    "ses ve ritm çok uzun zamandır 19. yy müziğinin kısıtlamalarının boyunduruğundaydı. bugün özgürleşmeleri için savaşıyoruz... 19. yy bestecileri bizlere yeni sesler vermek yerine eski seslerin bitmez tükenmez düzenlemelerini verdiler. radyolarımızı açtığımızda bir senfoniye rastladığımızı her zaman anlayabiliyorduk. ses hep aynı sesti. ve bunlarda ritmik olasılıklar konusunda meraklanmanın en ufak belirtisi bile yoktu. ilginç ritmler duymak için caz dinliyorduk." john cage (1939)

    (ilk giri tarihi: 8.12.2015)

    (bkz: düzen/@ibisile), düzenlemek
  • bir şeyi devlet eliyle ücretsizse ücretlendirme, ücretliyse zam yapma; bindirme, eşeğin amına su kaçırma anlamlarına gelen kelime. bu anlamda medya maymunlarınca daha önce kullanılan "güncelleme" sözcüğünün ardılıdır.

    ör. 2000 yılında köprü geçişine zam, 2010 yılında köprü geçişinde güncelleme, 2020 yılında köprü düzenlemesi.
  • bir şeyi daha iyi, daha kullanışlı, daha işlevsel hale getirmek için yapılan değişiklik ya da ekleme.
    kelimenin kökü düz kelimesinden gelmektedir.
    daha çok müzik, oda, masa, çevre gibi şeyler için kullanılır.
    insanı yoran ama sonunda mutluluk veren bir hadisedir.
  • 1) hizaya sokma
    2) değiştirme
    3) organize etme
  • şarkılara yapılanını küçükken şarkı sözlerinin, mısraların yerini değiştirmek olarak anlardım. biri yapmış besteyi, sözleri de yazmış gelmiş; başka biri oturup "şu söz bundan önce gelsin, şu kelimenin yerine bu yazılsın, bu melodiyi buraya kaydıralım" diyor gibi gelirdi. meğer değilmiş, şarkının enstrümental altyapısını oluşturmakmış.
hesabın var mı? giriş yap