• de facto veya de fakto, "gerçekte", "uygulamada", "fiilen", "fiili" ya da "pratikte" anlamında kullanılan latince deyiş. "kanuna göre" veya "hukuki olarak" anlamına gelen de jure ile karşıt olarak sıkça kullanılır.

    yasal bir durumu tartışırken de jure konu hakkında kanunların ne söylediğini, de facto ise gerçek hayatta uygulamanın nasıl olduğunu belirtir.

    bu uygulama yasal olabilir ya da olmayabilir.
  • diplomasi dilinde "gerçekte", "uygulamada", "fiilen", "fiili" ya da "pratikte" anlamına gelen latince deyiştir. evlilikten, devletler hukukuna kadar birçok konuda kullanılır. ayrıca geçerli bir kanun ya da standartın olmadığı fakat genelleşmiş bir uygulamanın söz konusu olduğu herhangi bir durumu belirtmek için kullanılır.
  • de facto evlilik vardır bir de. nedir efendim bu de facto evlilik?

    resmiyette evli olmayip uygulamada beraber yaşayan ve evli gibi hareket eden kimselerin bulunduğu durumdur. bu kimseler evlilik haklarından faydalanamaz örneğin paylaşmalı mal ayrılığı gibi.

    not: de facto evlilik yapmak isteyenler eklesin kıps.
  • (bkz: de jure)
  • "fiilen", "gerçekte", "uygulamada" anlamlarına gelen hukuki terim. fiilen var olan, ancak hukuken tanınmayan durumlar için kullanılır.
  • bir tekstil markası.

    bir dönem jean amerika'nın şalvarıdır sloganı ile dikkatleri üzerine çekmiştir. şu günlerde jean çıkacak temalı reklamları dönmektedir. tüm bu reklam ve tanıtım faaliyetlerinin arkasında yine hulusi derici ve m.a.r.k.a ekibi vardır.
  • bu marka 3 sene öncesine kadar kot olayına tamamen karşıydı. pantolon olarak chino satar, inatla sürdürürdü bunu. burada bir dönem destek olarak çalıştığımda mağaza müdürü demişti, bizim misyonumuzda da kotla rekabet var, kot şöyle zararlı böyle zararlı vs. hatta çalışanların kot giymesi yasaktı. geçen mağazaya gittiğimde ise pantolon reyonunu kotlarla doldurduklarını gördüm. kurumsal sitelerinde de değerlerimiz bölümünde katlanmış kot resmi kullanmışlar.

    hey gidi hey.
  • yasalar, çözücü olmuyor. aynı kumaların, imam nikahlıların, eşcinsel birlikteliklerin ürettiği fiili durumlar gibi.

    seküler kardeş, islamcıymış gibi gerçek islam değiştirilemez demeye kalkışıyor. karşısında tek ve sabit bir islam bulmak istiyor. dışarıdan islamcıları yorumlar ve eleştirebilirsin. onların kendi eyleyişlerinde nasıl olacaklarını islamım diyenler belirler. ayrıca, tarihsel gerçek, her toplum kabul ettiği islamca şekillendirilmiştir, ve aynı anda her toplum da elindeki islamı şekillendirmiştir. her insan kadar çok değilse de de facto her islam toplumu kadar çeşitli islam ortaya çıkmıştır, vardır. yaşarken ve değerlendirirken kuran'ıdini yorumlamayalım desek de yorumlamamak olanaksız. her okuma ve söyleme yaşanan-görülen-aktarılanı yeniden, yeni biçimde söylemeokuma.

    (bkz: dilin evrimi/@ibisile)
    (bkz: fiili durum), fiili, actual
    (bkz: a priori), verili
    (bkz: ipso facto)
  • tayyip erdoğan ve başkanlık olayı defaktoya cuk oturan bir durumdur
hesabın var mı? giriş yap