hesabın var mı? giriş yap

  • zeki alasya, metin akpınar, halit akçatepe ve kemal sunal ın oynadığı salak milyoner filminde; "demekki hazine dörde bölünecehhh" repliğinde zeki alasya nın yüzündeki hüzün.

  • öncelikle allah belamı versin ki ben de böyle başlık açtım. ama böyle leş başlık açana değil açtırana bak. örneklemim +40 teyzeler. ve hatta utanarak türbanlı teyzeler bu gözlemimde başı çekiyorlar.
    bir değil iki değil artık içimde tutamıyorum. yol verirsin yüzüne küfretmişsin gibi bakar, yer verirsin bakar. yere markette bir şey düşürür onun yerine sen koyarsın rafa, o sadece bakar. kapı tutarsın, bakar. öküz gibi bakar.kasada senin önüne geçer. hastanede önüne atılır, sıra falan neymiş asla, sallamaz.

    yeter yeter. sen kimsin? terbiyesizliğini geçtik, nezaket görünce bir ağzından teşekkür ederim çıksın.

  • süslü sülü kısmına bazı eklemeler yapmak istediğim açıklamalardır.

    gelin birazcık geriye gidelim...

    akp ve fetö şu resimdeki soytarının ifadeleri üzerinden koskoca türk silahlı kuvvetlerine kumpas kurmuştu. koskoca devletin kriptolu odalarına girilmişti. koskoca ordunun harekat planları yurtdışına kaçırılmıştı. atatürkçü, vatansever subaylar buraya yazmaya utanacağım iftira ve tuzaklarla hapse atılmıştı. 33 askeri kurşuna dizen şemdin sakık gizli tanık yapılıp, koskoca genelkurmay başkanı terörist denilerek silivri'ye atılmıştı...

    lan bu ülkede bu namussuzluklar yaşanırken bu kel samanyolu tv'ye çıkıp şöyle bağırdı lan;

    "buradan şahsım ve milletim adına zekeriya öz'e minnetlerimi sunuyorum. fethullah gülen ve zekeriya öz bu milletin gönlündeki yerlerini almışlardır. hizmetlerinin ne olduğu bellidir. bir zekeriya öz gider, bin zekeriya öz gelir. bir fethullah gülen gider, bin fethullah gülen gelir!"

    vay benim temiz sülüm:)

    tabi bu burada kalmadı. hdp'nin meclise girmesi için acilen barajın düşürülmesini önerdi. anadilde eğitim talep etti. mhp'nin darbe artığı bir parti olduğunu söyledi. böyle bir partinin varlığının bile utanç verici olduğunu ifade etti. ergenekon kumpasını eleştirdiği için devlet bahçeli'yi darbecilikle suçladı...

    bitti mi?

    bitmedi!

    finalde bu sırma saçlı arkadaşımız türkiye cumhuriyeti tarihinde fethullahçı olduğu gerekçesiyle partisinden ihraç edilen ilk siyasi olma özelliğine kavuştu.

    devleti ve yargıyı fetö'ye teslim eden o aşağılık 2010 referandumu öncesinde zaman gazetesinin peşine takılarak "demokrasi buluşmaları" adı altında şehir şehir gezdi zat-ı alleri.

    ve en nihayet fethullah gülen ile işbirliği yapmak suçundan önce genel başkanlığını kaybetti, sonra da yine bu suç sebebiyle bir partiden ihraç edilen ilk siyasi oldu. kısaca fetö'den ihraçtır kendisi:) yıllarca siyasi sicil affı peşinde koşturup durmuştur bu kel kere kel.

    şimdi böyle bir adamın kalkıp fetö hakkında atıp tutması yahut birilerini fetöcülükle suçlaması bir vatandaş olarak benim ağrıma gidiyor. böyle sessizce arkasından yaklaşıp "laaaan bırak!" diye şapalağı vurasım geliyor. şahsen onun yerinde olsam utanırdım bu lafları konuşmaya. yüzüm olmazdı.

    bu ülkede birileri öteden beri bolca cebini doldurmak, çokça güç sahibi olmak için en berbat, pis işleri yapmaktan geri durmadılar. dahası bunları yapmayı kendilerine hak gördüler. bu uğurda dünyanın bütün kirli karanlık örgütleriyle de bayağı bir iş tutmuş görünüyorlar.

    şemdin sakık'ın gizli tanık yapılıp şerefli komutanların silivri'ye attırıldığı bu memlekette sedat peker'in itiraflarına savcılar kulak tıkıyorsa bundan şunu anlamak lazım; bunlar artık siyasi davalardır. türkiye'de şu an bu davaları görecek siyasi bir irade yoktur. ama elbet bir gün o kararlı irade gelecektir!

    bugün sosyal medyada bütün fetöcü hesapların etekleri zil çalmakta. maziyi çabuk unutmuşlar. kendilerine bir cesaret bir özgüven gelmiş. iktidar değişiminde en büyük hesaplaşmanın da bu köpeklerle yapılmasını diliyorum. devletin adam gibi bu işin peşine düşmesi gerekmektedir. bu herifler gerçekten kim? bu ülkeden ne istiyorlar? bunlar nasıl bu noktalara geldi? bu tür dini yapılanmalarla nasıl mücadele edilmelidir? her bir şey ortaya dökülmelidir.

    ve göreceksiniz...

    er ya da geç bu işlere bulaşan herkesi k u s t u r a c a k l a r.

    çünkü yarbay ali tatar'ın ahı var.

    çünkü kuddusi okkır'ın ahı var.

    edit: genelkurmay ifadesi bitişik olarak düzeltilmiştir. merak edenler için, fotoğraftaki soytarı tuncay güney'dir.

  • ben olsam %60 isterim. çünkü arsa benim keyif benim. risk almayı da sevmem. beğenmeyen müteahhit başka arsalara yönelebilir.

  • how i met your mother karakterleri arasında açık ara farkla en orijinal en tatlı ve en maalesef gerçek olamayacak kadar karakterli olandır.

    lily'nin, hangisi önce ölecek olursa diğerinin okuması için bir mektup bırakması beklentisinde olduğunu öğrendiğinde hemen bir şeyler yazmalıyım lily mektupsuz kalmasın diye telaşlanması ve barney ve ted'in "evet, yazana kadar ölmezsen lily mektupsuz kalmaz" "ama yazmadan ölmeyeceğini biliyoruz zaten" "tanrıya meydan okuyorum ki bu sağlıklı genç adam mektubunu yazmadan ölmeyecek" tarzı cümleler kurduğunda deli gibi korkması

    lily'nin yazdığı mektubu merak edip hemen okuması ve banka şifrelerinden ve dergi aboneliğini iptal etme uyarısından başka bir şey bulmayıp sinir olması çünkü kendisinin duygu dolu edebi bir mektup yazmış olması bunun için lily'yle tartışıp kapıyı çarparak gitmeye yönelmesi ve lily'nin "aa evlendikten sonraki ilk kavgamız" dediğinde anlık bir mod değişimi ile gülümseyip lily'ye sarılması ve 1 sn sonra eski sinirli moda dönüp kapıyı çarpması, bu mod değişiminin inanılmaz doğal olması

    barney'i herkese kötüleyip kısmetini kapatan kızı bulmak için kurdukları oyunda barda her şey normalmiş gibi zaman geçiriyor havası vermeleri gerektiği halde bunu başaramadıkları için "tamam, burada konuşuyor olmamız gerekir... kelimeler.. kelimeler... kelimeler... tanrım hiç bu kadar zor olmazdı!" demesi

    sadık olması

    ile dikkat çeker.

  • ailece akşam yemeğinde anaokuluna yeni başlamış ilay (4,5) ve ilkokula yeni başlamış ege (6,5)...

    ilay: durun durun, yemeyin, önce yemek namazı yapmamız lazım...
    romica: yemek namazı da nedir?
    ilay: açın elinizi, benim bağırdığımı bağırın benden sonra, tamam mı?
    romica: tamam.
    ilay: kan içelim, kan içelim!!!
    romica: o ne be???
    ege: of ilay, öyle değil o... yediğimiz can olsun, içtiğimiz kan olsun, hepimize afiyet olsun!