475 entry daha
  • ülke olarak rasyonelliği yitirmenin sancılarını çekiyor, anlamsız ve çözüm üretmeyen uygulamalarla boğuşuyoruz. bir yandan hangi yaraya merhem olacağı belli olmayan müfredat tartışmaları hız kesmeden devam ediyor öte yandan hiç paydaşla istişare edilmeden hazırlanan ömk’nın yangından mal kaçırırcasına meclise sunulmasının şaşkınlığını yaşıyoruz. öğretmenin geçim sorunu ve eğitimcilere uygulanan şiddet çözümsüz biçimde orta yerde dururken seçim öncesi kaldırılacağı söz verilen mülakat uygulamasının tahkim edilmiş haliyle resmi gazete’de yayınlanarak yürürlüğe sokulduğuna şahitlik ediyoruz.

    milli eğitim bakanı her gün birbirini nakzeden açıklamalarıyla devlet ciddiyetini ve eğitim çalışanlarının devlete olan güvenini tahrip ediyor. “ben adaleti tesis etmeye çalışıyorum.” diyerek adaletsizlik, mağduriyet, haksızlık, kul hakkı gibi kavramlarla özdeş hale gelmiş mülakat uygulamasında siyasi kariyeri pahasına ısrar ediyor.

    şimdiye kadar mülakat notları kpss puanını etkilemeyecek şekilde yuvarlama yapılarak veriliyordu. fakat bakan tekin “mülakatın etkisini yüzde 50 azaltıyoruz.” diyerek aslında yok hükmünde olan mülakatın etkini yüzde 50 artırıyor. resmi gazete’de yönetmeliğe eklenen "sözlü sınav başarı puanı kpss puanının %50’si ile sözlü sınavdan alınan puanın %50’si alınarak belirlenir." ibaresiyle kpss puanının etkisi açıkça yüzde 50 oranında düşürülüyor.

    ayrıca mesajla kazanım ve konu bildirileceği söylenen adayın mülakat esnasında ders anlatacağı belirtilirken şimdi 45 dakika boyunca adaya sorular sorulacağı söyleniyor. aynı şekilde düne kadar adaya mülakat sonucu hemen bildirileceği söylenirken şimdi “aday sonucu sonra öğrenecek.” deniyor.

    bütün bu çelişkiler ve mülakat konusundaki inat anlaşılır gibi değil. liyakati, ehliyeti, adaleti ve hakkaniyeti temel alarak en doğru ve en dürüst yöntemlerle kpss puanını baz alarak atama yapmak yerine bu şaibeli uygulamayı tahkim etmekteki ısrarın sebebi nedir?

    bakan tekin, alan sınavı sonuçlarının başarısızlığından dem vuruyor, ösym ve üniversitelerin meb’in ve talim terbiye kurulu’nun müfredat güncellemelerini takip etmemelerinden yakınıyor. ancak suçluyu yanlış yerde arıyor. meb ile yök arasındaki koordinasyonsuzluğun faturasını öğretmen adaylarına çıkarıyor, sorumluları bırakıp mağdurları suçluyor. eğitim fakülteleri mademki istenilen düzeyde öğretmen yetiştiremiyor o halde meb buna neden müdahale etmedi, neden müdahale etmiyor?

    öğretmen yetiştirme sistemimizin kötü, aday öğretmenlerimizin yeterliliklerinin çok düşük olduğunu kabul etsek bile bu düşüklüğün 45 dakikalık bir mülakatla giderilebileceğini kabul etmemizi gerektiren rasyonel, pedagojik gerekçeler nedir? eğitim fakültesinde dört yıllık bir eğitimle veremediklerimizin 45 dakikalık mülakatla kazandırılacağını kabul etmek hangi mantıkla, hangi muhakemeyle, hangi analitik yaklaşımla mümkün?

    kpss sınavıyla, atamalarda nesnel bir ölçüt geliştirilmişti. kpss sınavı, diplomayı anlamsızlaştırmıyordu. fakat mülakat diplomayı değersizleştiriyor, istismara yol açıyor, şaibelere neden oluyor.

    mülakat sayın bakan’ın ima ettiği gibi, eğitim fakültelerinde eksik kalan bilgileri gideren bir enstrüman değildir, olamaz. kpss’ye paralel olarak kullanılan ancak çok kötü bir aracın ikamesidir. mülakatı öğretmenin yeterliliğini arttırmak için kullanamazsınız, ölçmek için kullanabilirsiniz ancak. buna da gerek yok çünkü zaten kpss ile gerekli ölçüm yapılıyor. kaldı ki adayların elinde bir diploma var ve bu diploma zaten sizin mülakatla ölçmeye çalıştığınız şeyin ölçüldüğünü, değerlendirildiğini ve uygun görüldüğünü belirtiyor.

    ayrıca mülakatta görevli olanlar kim ve hangi formasyondan geçtiler? eğitim fakültesindeki hocaların dört yılda kazandıramadıklarını 45 dakikada nasıl kazandıracaklar? hangi donanımla, hangi yetkinlikle?

    okuldaki başarısızlığın öğretmen yetersizliğinden kaynaklandığına ilişkin meb veya akademide yapılmış dört başı mamur bir tane araştırma gösterilebilir mi? sistemdeki başarısızlığın faturasını öğretmene çıkarmak; gerçekliği çarpıtmak değil midir?

    şaibe oluşturan, karmaşık ilişkilere ve karanlık söylemlere alan açan uygulamalar yerine kimsenin itiraz edemeyeceği “nesnel ölçütler”e yaslanmış iş ve işlemler tesis edilmelidir.

    mülakat; adaletsizliği, istismarı ve iltiması üst seviyeye çıkarıp çığ gibi büyüyen mağduriyetlere sebebiyet verecek bir uygulama olan, nesnelliği ve güvenilirliği tartışmalı mülakat sistemi merkezî sınavın da anlamını ortadan kaldırmaktadır.

    yapılması gereken haksızlığa, hukuksuzluğa kapı aralayan, savunulması güç bu uygulamayı ortadan kaldırmaktır. en makul insanı bile abandone eden bu sistemin dolambaçlı söylemine sözcülük etmek yerine yanlışlığı, işlevsizliği, hukuksuzluğu apaçık olan bu uygulamaya son vermektir.
hesabın var mı? giriş yap