796 entry daha
  • yüz yüze ilişkiye girmediğin, toplumun herhangi bir alanından- siyasette futbola kadar- birine karşı duyulan nefret duygusunu bir kenara koyarak ifade etmek isterim ki insanı en fazla yıpratan, günlük akışını sekteye uğratan duygu. bu tanıma karşılık gelen herhangi biriyle iletişime geçmediğim için kendimi çok şanslı hissediyordum ta ki son bir seneye kadar. bir eniştemiz var- evlilik yoluyla enişte olunanlardan, mecbur kalmasan yüzüne bakmayacağın cinsten. yıllardan beri kendisinin davranışlarından hoşlanmam, uyuz olurum. kızının (dostum olarak nitelendirdiğim kuzenim olur kendisi) hatırına yıllardır insanlara karşı davranışlarını sineye çektim (bağıra bağıra konuşunca kendinin haklı olacağını sanan, milletin arkasından her türlü dedikoduyu yapan, insanların kusurları karşısında cenaze ortamında bile alay edebilen, yoluna bulmak için her türlü sahtekarlığa başvuran gibi tanımlamalar yapılabilir kendisine). ama sineye çekmemek lazım, kendilerine yüzüne karşı s.ktiri çekmek lazım. alttan aldıkça onların narsisizmini besliyoruz.
  • nefret, kin, düşmanlık, küsmeler falan bunlar yorucu ve hayattan çalan duygular. zamanında çok sevdiğim biri söylemişti, beynime çakılmış, herkesi 1. 2. çemberine alma, çemberlerin çok genişse de biraz çapını küçült diye. ailen, sevgilin, işte çok yakın 3-5 arkadaş dışındaki herkesi 3. çemberinde tutmak lazım demişti. (beni bu çemberleme düzenine baya teşvik etmişti zamanında, birazdan teşekkürler mesajı atıcam kendisine öylesine *)

    ben nasıl yaptım onu anlatayım:

    instagramda yakın arkadaşlar listesi gibi, private hesap gibi düşünün. ayırın insanları. çemberleyin. size zarar vermeyecek şekilde konumlandırın.
    ben de şimdi benim gibi olanlara bunu anlatmayı bir borç biliyorum.
    hayat sandığımızdan daha kısa sayın suserlar. herkesi en yakınında tutmak, herkesi sevmek diye bir şey yok*. sevmediğiniz, sizi üzen birileri için vakit harcamaya değer mi? değmez*.

    ne diyorum yani,
    biri sana hata mı yaptı kardeşim, affet geç. bi bakarsın önce; aklı selim, vicdanlı biri mi, işte konuşmaktan, görüşmekten memnun musun? hayata aynı yerden mi bakıyorsunuz? evetse, affet 3. çemberinde kalsın.
    ha baktın baya pis kafalı, senin kötülüğünü isteyen, muhabbeti boş, kısaca faydasız, değmez biri ne yapacaksın o zaman?
    yine affedeceksin. ama ilk 3 çemberinde tutmak olmaz, 14. 15. çemberlere itele*. yani enerjini boşa harcama, yok saymak en güzeli. samimiyetle söylüyorum bunu.
    haksızlıkları, yaşanan olayları unutmak zor tabi, hemen unutulmaz. ama düşünüp düşünüp kafada kurmak da çok yorucu kabul edin. affetmekse aşşşırı konforlu bi şey. ilk etapta zor gelebilir, ama bi kere başarınca, verimli, neşeli bir hayatın kapıları açılıyor. inanın, deneyin!
2 entry daha
hesabın var mı? giriş yap