hesabın var mı? giriş yap

  • staj süreleri boyunca siklenmeyen, onlara laptop dahi verilmeyip kendi getirdikleri laptopta amanın kartvizit düzenletmek yok bilmem excel ile ilgili bir iki ufak tefek düzeltme yaptırmak, fotokopi çektirip zımba bastırmaktan öteye şeyler verilmeden kendi başlarına staj defterlerine ne yalanlar yazmak zorunda bırakan işverenlere dert olmuş sanırım.

    o stajyer bok var gibi sabahın 6'sında kalkıp dizi, film izlemeye geliyor değil mi sıcak yatağından kalkıp?

    aldıkları maaşmış. beyim beyim o maaşı sen ödüyorsun zaten değil mi? bu arada maaş denilen ücret asgari ücretin %30'una tekabül ediyor. ben vereyim o parayı da yatağımdan kaldırmayın beni diyecek o kadar çok stajyer var ki.

  • eski sevgilisiyle evlense, ondan da önceki sevgilisini özlicekti dedirten bulgu. sorun evlilik müessesesinin kendisinde, bunun kişilere atfetmeye gerek yok. evlenmeyin arkadaş.

    edit: bu entryde evlilik müessesine fazla haksızlık ettiğime kanaat getirdiğim için düzeltme yapıyım istedim. birbirimize ve kendimize dürüst kalacaksak neden evlenmeyelim de; çevremizde cereyan ettiği haliyle, uyduruktan bir evlilikte, bu tür saçmalıkların olması normaldir bence. nostalji duygusuyla lan eskiden x'le ne mutluydum falan gibi triplere girmek olası kötü ilişkilerde. kötü ilişkiler de genelde evlilik oluyor zaten. ilişki olsa duramazsın zira*

  • cevabi umrumda dahi olmayan sorudur.

    ben kadinim ve hemcinslerime birsey soylemek istiyorum: neden ama neden bir erkegin sizi sevmesini bu kadar umursayip kendiniz olmak yerine sirf o sizi sevsin diye olmadiginiz biri gibi hareket edesiniz ki? hayat bunun icin cok kisa degil mi?

    bir erkek sizi sevmezse eksik degilsiniz su hayatta, sunu bir anlayin. kendinizi sevmezseniz eksiksiniz.

    kendinizi sevin, kotu yanlarinizi elbette degistirmeye calisin ama yapmacik davranmayin. bu bir erkegi size asik etmez bence ama hayatta mutluluga sizi bir adim daha yaklastirmaz mi?

  • tam karşımda oturuyor şu an.

    aramızda bir haftadır evin orta sahasını parselleyen bilmem kaç bin parçalık bir yapboz var. "la palette bistro" diye küçük bir lokanta manzaralı. bitiremedik. her gün usul usul ekledi parçaları, sabırla. küçük karton parçalarını sanki sever gibi birbirine ekledi. ama bitiremedik. yapbozun kalan son parçası eksik çıktı. üzüntüden öyle bıraktı olduğu yerde, toplamadı. "sevmek", salonun orta yerinde terk edilmiş boş bir "dükkan"ın arkasında duruyor şu an.

    elinde bir kitap var, "marifetler". onu okuyor. kitap okumasına o kadar alışığım ki. insanlar sevdiğine çiçek alır, ben yeni kitap kokusu hediye ediyorum ona. öyle bir gülüyor seviniyor ki. şu an elindeki kitabı okurken mesela, hayata dair bütün soru işaretleri siliniyor aklımdan. ona bakıyorum: huzurlu. sadece, geçen trenlerin sesine dönüp bakıyor arada bir, çocuklar gibi.

    "koltuğun altında yapbozun o son parçasını bulamayınca dönüp bana baktığın yüz ifadeni özlüyorum."

    tam bu cümleyi yazmayı bitirirken kalktı geldi yanıma: "ne yapıyorsun?". iş maillerimi açıp, gereksiz bir şeyler gösterdim. yaptığım işin belki de en güzel yanı bu; meraklısı olmayanın ilgisini dağıtacak sayısız malzemem var. hafif geri çekildi, defansta derinliğin kaybolduğu bu andan faydalanıp "belim ağrıyor" bahanesiyle yönümü değiştirdim, rahat yazabilmek için. sırf sana çaktırmadan, gönül rahatlığı ile şu yazıyı bitirebilmek için:

    aramızda sadece bitmemiş bir yapboz kadar mesafe varken bile yine anladım.

    seni her an özlüyorum ve seviyorum.

  • gerçek uğur ışılak 8 haziran sabahı bir kaza geçirmiş, yerine arap emirlikleri tarafından ya sul kohun isimli android geçirilmiştir, resimdeki de pili bitmiş androiddir. bu kadar uyuyacak ne vardı?

  • türkiye şartlarında da olsa epey bir geliriniz olması gerek.
    atıyorum ege’nin bir orman köyünde arsa satın alıp evi dikiniz elektriği de çektiniz köyde su şebekesi yok ise kendi kuyunuzu kendiniz kazmak zorundasınız arazi düzgün su kaynağı bol ise 13-15 bin tl ye sondaj suyuna sahip olabilirsiniz. evin tadilatından anlamıyorum çağırırım ustayı yapar derseniz aradığınız usta iki ay sonra gelir. market manav ulaşılabilir olmalı, eczan, hastane de öyle. ısınma problemine gelince ormandan odun toplar akşam yakarım diyorsanız nah toplarsınız. biri ihbar ederse ormandaki taşıtınıza kadar el koyar devlet bu konuda çok sıkı denetimler var ağaç kesmek kozalak toplamak falan yada odun toplamak hepsi sıkınıtılı işler. ya kömür yakarsınız yada odun satın alırsınız. tavuk beslemek güzel lakin tavuk kadar pis bir canlı yok aklınıza gelebilicek her pisliği yiyor uranyum çubuğu koyun önüne onu bile yer. gittiği yere pisletir gider leş bir canlı yani. kafesten dışarı çıkarmamak şartı ile olabilir. doğada beslenecek en temiz hayvan keçidir güzelinden bir süt keçisinden günde 1.5-2 litre süt alırsınız. yoğurt peynir yaparsınız mis gibi doğal. bir top çalı kesip önüne atın karnı doyar inek gibi aşırı yem tüketmez bakımı çok kolaydır. veterinere tohumlatıp kuzlatırsanız oğlakları olur seversiniz. erkek olursa oğlak süsmeyi öğretmeyin büyüyünce sizi en ufak bir hareketinizde duvara çiviler. bahçede sebze meyve yetirmek acayip zevkli bir eylem keçinin dışkısını gübre olarak kullanabilirsiniz. köyde hiçkimse ile iletişim kurmayın kimse ile samimi olmayın. daha çok huzurlu olursunuz. ormanda sabah yürüyüşü yada bisikletle tur atıp bol oksijen alıp kendinizi 5 yaş daha genç kılabilirsiniz.
    doğa, doğal yaşam hepsi güzel ama imkanlar dahilinde.