ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
76e
-
başka bir otobüs hattı örneği için (bkz: 145t)
bunlar benzer karakterde otobüslerdir. saatsiz (aslında var da uygulama yok), çift kat (çoğunlukla), 2 bilet, öğrenci, indirim yok, uzun yol, bezginlik, uyku, kitap, discman falan.
büyük a yerine 4 yazmak
-
(bkz: şansal 4)
fenerbahçe'nin 5 yıldızlı tişört çıkarması
abdullah öcalan'ın okuduğu kitaplar
-
henüz öldürdüğü insan sayısını geçmemiştir.
6 mayıs 2021 beyoğlu'nda esnafa saldıran terörist
-
senin o tas kafa traşını si. dedirtmiş terörist içeren kayıt.
çağrı taner'in tehditleri
-
dilan polat v2 amk bu bildiğin. gündemde tutulmalı
vişne süt bımbık deyince uyuyan kuzunun kaybolması
-
arkadaşlar geçen bölümü kaçırmışım tavşana ne oldu bilen varsa yeşillendirsin.
debe editi: hepimiz sandro'nun hayal dünyasının birer karakteriyiz.
şahsen ben; bebek patiği yediği için köyden dışlanan civciv'im. saygılar.
kitap okuyamamak
-
bu sıkıntıyı çözebilecek şeylerden biri de çizgi roman okumaktır (hatta ingilizce öğrenme konusunda da ingilizce çizgi roman okuyabilirsiniz, müthiş işe yarıyor).
çizgi roman, hem az metin içermesi hem de kare kare akıcı görselliğiyle sizleri okumanın güzelliğine tekrar döndürebilir. grafik roman da denilen, kendi içinde başlayıp biten ve biraz da hacimli versiyonlarını okursanız bu, dolu dolu bir okuma olacaktır rahatlıkla.
bu önermemi doğrulayan ve bence en az sağlam bir klasik etkisi yaratan birkaç çizgi roman önerisi de vereyim: sıradan zaferler, maus, güçsüz düşmezsen hayat güzeldir, blankets, güngezgini, blacksad, watchmen, sandman ve daha nicesi... çizgi roman, okumanın harikulade bir yolu.
kpss 2014
-
hiçbir şeyin sonu değil diyen arkadaşlara anlatayım. herkes için bu dediğiniz şey geçerli değil. 25 yaşında okulumu bitirdim. 26sında askere gittim. 27 yaşında iş aradım bulamadım. bulamayınca da 1 sene bütün iş durumlarını kenara atıp sadece kpss'ye odaklandım. dedim ki ben 1 sene bu sıkıntıya katlanıp gerekirse tüm kitapları tarayacağım ve çalışacağım. ortamım değişsin diye de 8 sene yaşadığım erzurum'dan kalkıp izmir'e taşındım. ekim ayında başladığım maratonda sınava kadar pek çok kitabı aldım, her yayından soru çözmeye çalıştım. temmuz ayının 5'ine geldiğimde yaklaşık 35000 soru ve 50'ye yakın deneme çözdüm. son 1 ay her gün dersaneye gidip sabah 8, akşam 5 ders çalıştım. akşam da eve gelip deneme çözmeye veya konu tekrar etmeye çalıştım. benim gibi ders çalıştığını bildiğim türkiye'nin muhtelif yerlerinde en az 10 arkadaşım var. hepimizin tarih neti 15 net civarında.
demem o ki belki hiçbir şeyin sonu değil ama hiçbir bokun da başlangıcı değil. halbuki ben 1 senelik emeği bir şeylerin başlangıcı olsun diye vermiştim. şu an 1 sene önceye geri döndüm. ösym soru komisyonu zaman makinasını buldu, bilmem kaç bin öğrenciyi 1 sene öncesinin hayattan hiçbir beklentisi olmayan tiplerinde geri döndürdü.
gerçekten müfredatta ve geçmiş senelerde olduğu gibi sorular olsaydı da yapamasaydım anlardım. yani "buraya çalış" dedikleri yerlerde çalışmadığım ya da gözden kaçırdığım bir yer olsaydı kimseye kızma hakkım olmazdı. şimdi kızma hakkım var ama ben kızdıkça o kurum üste çıkıyor. din, iman bilmem ama insan hakkı diye bir kavram var. onun cezası da bu dünyada çekiliyor. hayatım boyunca hiç beddua etmedim ama şimdi eğer yukarıda biri varsa ve insan hakkını önemsiyorsa umarım bunca insanın emeğini hiçe sayanların cezasını kendi çocuklarından çıkarır. yazık bunca emeğe, paraya, insana.
leyla ile mecnun'un exxen ile dönmesi
-
güzel hiçbir şeyin bitmesini, özellikle yarıda kalmasını sevmiyorum. ama daha da sevmediğim bir şey varsa o da biteni yeniden başlatmaktır.