ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
hesabın var mı? giriş yap
ford mustang
-
67-68'inin hastasıyım. ilginç olansa bu mustang arabanın ismi neden bir at ismi? yani o zaten ayrı bir hava katıyor benim gözümde, daha ayrı bir yere konumlandırıyo eyvallah da neden ismi mustang, logosu da at olmuş abi?
baya eskilere gidiyoruz o zaman cevabı bulmak için:
ford yeni bir spor araba tasarlamaya başlar (üretim yılı 1964'lere tekabül ediyor). bu arabanın gücünü göstermek adına birkaç isim arasında gidip geliniyor. merak edenler içinse kararsız kaldıkları isim seçenekleri şöyle: mustang, cougar, torino ve venice. neyse bunlar hangisi olsun diye karar vermeye çalışırken aracın yönetici tasarımcısı olan john najjar mustang ismini ford'a öneriyor. sebebi ise 2. dünya savaşı p-51 mustang savaş uçağına beslediği hayranlıkmış. bu denli önemli bu uçaklar için "gökyüzünün vahşi atları" deniyormuş. bu uçağın 2. dünya savaşındaki başarısı nedeniyle uçağın ismini-mustang- bu arabaya yakıştırmış. böylece bu efsane arabanın ismi mustang(yabani at), logosu da bu sebepten at olmuş.
merak edenler için daha detaylı bilgilerle ----> kaynak
beyaz yakalı şiiri
-
şöyle bir edebi eser. bütün nesillere yayılsın asla kaybolmasın isterim.
esnaf lokantasına giden harbi adamsın
köfteyi pul bibere en çok banansın
plazada real genius, sokakta yamansın
zekanla bizi yak #beyazyakalı
bodrum apaçi doldu, olimpos bitti
senden duyan yüzbinler hep kaş'a gitti
bozcaada on yıl önce pek yiğitti
tatil trendlerini yaz #beyazyakalı
eyçar, faynens, edmin köpeğin olsun
yıl sonu cebin bonusla dolsun
internal meetinglerde sen bir idolsün
bunu dayına anlat #beyazyakalı
sünnet çocuğu gibi kol düğmelerin
işi gücü bırakıp kaş'a gitmelerin
staj için gelen yeni yetmelerin
beynini business planla ye #beyazyakali
kahve bağımlılığıyla övüneceksin
kimsenin bilmediği balığı sen bileceksin
ölürsen alaçatı'ya gömüleceksin
toplantı schedule et #beyazyakali
bebek, arnavutköy, mangerie, lucca
erkek acetobalsamico'cu kızlarsa
pucca cabarnet savignon'a yeter mi cukka
hesabını bilmedin #beyazyakalı
limonata 13 lira, adres house kafe
şarap dev kadehte, önce kokla sonra şerefe
kız olursa ada, erkekse efe
fena klişesin #beyazyakalı
aaa o mekanın fajitası çok güzel
baban o paraya depo fuller (dizel)
herkes sana vurgun, herkes seni süzer
hortumla dövülesi #beyazyakalı
arkadaş arasında mekan översin
sonra mekana gider garson döversin
dev salatayı nar ekşili seversin
ciddi bir problemsin #beyazyakalı
hendıl edersin ingilizcen çoktur
skecyul işinde üstüne yoktur
maaşın yarısını fitness'e kaptır
ömrünü forvırdla #beyazyakal ı
gym'ler, spa'lar salaklığına minettar
stajyere gider yap, vendor'a atar
bizde maaşlar 29'unda yatar
kölenin dibisin #beyazyakalı
kadınsan dev çanta, erkekte pabu ç parlak
günün yarısı goygoy, yarısı laklak
bir akşam hep birlikte fasıl mı yapsak?
nereye kadar #beyazyakalı
one shot espresso, latte, moccha
kızlar kurşun kalemi yapıyor toka
sözde büyük alemcisin meze, rakı, roka
dengen izanın yok #beyazyakalı
business, smart casual, free friday
giysiye harcadığını duysa dövecek peder
raporu görünce yönetim ne der
küçük dünyada kaldın #beyazyakalı
makarnaya vermişsin 23,5 lira
maaşın yarısı kredi kartı, yarısı kira
mojito çıktı çıkalı içmez artık bira
ömrün geçti triple #beyazyakal ı
karaköy'de yeni bir mekan açılmış
menüsünde ahtapot taşşağı varmış
makarnalarını şiliden ısımarlarlarmış
hayatın antin kuntin #beyazyakalı
sen de bi gün yapacaksın kendi işini,
senelerdir kuruyorsun bunun hayalini,
sermayen olsa affetmezsin tabi
yoksulluğunu seveyim #beyazyakalı
mailler birikmiş deyu ağlarım
haftasonu trekking scuba bağlarım
junior eleman görsem döver çağlarım
naçar yakam beyazdır dostlar
tatilden sonra ada överim
pazartes'leri benden bekleme verim
müdüre head, toplantıya meeting derim
naçar yakam beyazdır dostlar
balon balığı avlayana para verilecek olması
-
bu ülkeyi azıcık tanıyorsam hemen balon balığı yetiştiriciliğine girişecek insanlar var
sevgiyi küçümseyen adamın yüreğine aşk sokan kadın
-
'bütün vaktinizi sizi sevmeyen ve asla sevmeyecek adamlara harcıyorsunuz. bu kadar vakti ilime bilime harcasanız evde uygun niteliklerde adam yaratacaksınız zaten'
slumpflasyon
-
slumpflasyon en tehlikeli ekonomik olgulardan biridir. ekonomi kuculuyor ama enflasyon yasiyorsunuz. ekonomiyi tekrar canlandirmak icin piyasaya para surmeyi secseniz, enflasyon var yapmazsiniz. enflasyonu asagi cekmek isterseniz, parasal daralma yapmaniz lazim ama ekonomi zaten ekside, eger bunu yaparsaniz ulke hepten coker. bu durum bagira bagira geliyordu ama sayin bakan universite yillarinda yaptigi gibi mukemmel bir slide hazirlarsa olaydan yirtacagini sandi. hic bir uygulama olmadi. herkes olay yokmus gibi davrandi ve gelinen sonuc ortada. oyle bir ekonomik duruma sokuldu ki ulke simdi isin icinden cikmak icin oyle iki yasa degistiriyim demekle olacak is degil. kac generasyonun hayati etkilenecek kim bilir.
simdi birinden vazgecilecek ve digerini ilk basta duzeltmeye calisacak. mesela ekonomik kuculme goze alinacak ve enflasyon tamir edilmeye calisilacak. tabi bu arada herkes iflas edecek ve bir cok kisinin ocagina incir agaci dikilecek. ama bu is yine “ekonomik kriz yok ki” mantigiyla gormezden gelinirse o zaman bundan sonraki asama depresyon. depresyona enflasyon, issizlik ve ekonomik kuculme ile girersen bu isten seni imf bile kurtaramaz.
kucuk isletmeci bile bir prensibe sahip. odeme tarihi, uretim, vs. insanlar ulke yonetiyor, prensibleri gormezden gelmek. bu isin sonu iyi olmayacak ve cok generesyonun hayatini kabusa cevirecekler.
meşgalesi olmasa terim'i de akil listesine alırdım
-
bir rte açıklamasıdır.
ayrıca 63 tane akilin boş gezenin boş kalfası olduğunu da öğrendik.
not: aklıma ne geldi adam ne güzel onu alırdım bunu çıkarırdım diyor, ne derse o. ileri demokrasi bu olsa gerek.
800 mühendisle akıllı telefon üretmek
-
abi anlamıyorum. adamlar %52 türk malı var içinde diyor.
neyin %52'si. telefonun %100'ünden kasıt nedir?
her parçayı mı bir mi sayıyorlar? mesela 100 parça var. vida, metal hepsini 1 saydık. 52 parça mı türkiye'de üretilmiş diyorlar...
ya da telefon toplam 100 gram, 52 gramı mı türk malı?
yazılım %100'ün neresinde?
para olarak bakalım, 1 parça ya da 10 gram saydığın işlemci senin en pahalı elemanlarından biri. ram, işlemci, ekran, pil ve anakartı kendileri üretmiyor. ne kaldı ulan geriye?
yeterli mühendis sayısı var ama ortaya ne çıkarmışlar kimse sorgulamıyor.
not 1: bir elektronik eşyanın her bir parçasının türkiye'de üretilmesi imkansız. bu hastalıklı düşüncenin aynısı yerli araba muhabbetinde de vardı. %100 yerli olayı ütopya, kabulüm. aynı parçadan milyonlarca üreten firmalardan daha pahalıya daha dandiğini yaparsın. sürüm de ar-ge de onda çünkü.
kaldı ki apple bile montaj dahil* üretimini dışarı* yaptırıyor.
ama vestel bastıra bastıra "yerli üretimiz" diyor, yüzde veriyor ki salladığı anlaşılmasın, milliyetçi insanların duygularını kullanıyor sanki. sonra utanmadan "ithal telefonların vergisini arttırın" diye çığırıyor. ama kendisinin montaj için ithal ettiği parçalarla cari açığın yine anası belleniyor.
not 2: ne kadarı yerli sorusuna bir cevap buldum.
https://www.dropbox.com/…g/bwtcxncccae3wp3.jpg?dl=0
elektronik olarak sandığımdan daha çok katkı sağlamışlar. yüzdelik dilimi neye göre belirlemişler hala bulamadım, tahminlere açık. en nihayetinde sonuçlar devlete vergi baskısını gerektirecek kadar "şımarmayı" haklı göstermiyor.
airbnb'nin yasaklanması gerekliliği
-
şu memlekette bişeyi yasaklamadan çözmeyi denemek neden kimsenin aklına gelmiyor.
1996 yılına ait kral tv müzik ödül görüntüleri
-
20 senedir ssk örnekleri vererek bu dönemi kötüleyenler bir gidin artık.
hadi o zaman ben sayayım sizin döneminizi.
suriyeli terörist mülteciler yoktu.
ülke toprakları araplara peşkeş çekilmemişti.
tarım ve hayvancılık vardı.
samanı bile yurtdışından ithal etmiyorduk.
türk ordusuna fetöcüler doldurulmamıştı.
kiralar emekli maaşından daha yüksek değildi.
emekli ikramiyesiyle ev araba alınabiliyordu.
okullarda andımız okunuyordu.
türklük ayaklar altına alınmamıştı.
ingiltere nin çöpü satın alınmiyordu.
televizyonlarda kaynım bana atladı programları yoktu.
her yer apaçi rapçi dolu değildi.
para karşılığı vatandaşlık satılmıyordu.
devlet kurumlarını tarikatlar yönetmiyordu.
kağıt, sigara, içki fabrikaları vardı.
okulu biten gençler yurtdışına kaçmıyordu.
pkk ile gizli anlaşmalar yapılmıyordu.
cihatçı örgütler ülkede bomba patlatmıyordu.
araptaparlık yoktu.
cuma hutbelerinde atatürk e küfredilmiyordu.
üniversite bitirmenin bir değeri vardı, diplomalı kasiyerler yoktu.
edit: bana faili meçhuller demeyin; muhsin yazıcıoğlu, kaşif kozinoğlu, sinan ateş der olayı kapatırım.
isviçre'de çocuklara yaya geçidini öğretmek
-
medeniyet göstergesidir.
video içeriğine göre 1:13'te çocuk korkmasın diye daha geride duran kamyon. bence medeni anlamda çoğu şeyi açıklıyor.
dünya kupası türkiye'de olsa olabilecekler
-
tanitim filminde, bogazda rovaseta atan bi tane semazenin topu ayasofya'nin minaresine carpiyor olurdu sonra ordan drogba birden belirip topu gogsunde yumusatip bi vuruyor hop top atakule'de. arkada ney sesi var bir yandan da shakira ile songul karli omuz omuza gardas parcasini seslendiriyor beraber. oyle oyle top konaktaki saat kulesine, antalya'da plaja falan ugruyor bursa'ya, adana'ya sekiyor hatta o sirada agri'da reklam ceken turkcell ekibinin de kafasina kafasina carptiktan sonra geri istanbul'a geliyor drogba'nin ayagina.